Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6662 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 4109 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ: KADIKÖY 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 21/07/2009NUMARASI: 2008/90-2009/170Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, 440 ada 18 parsel sayılı taşınmazda kat maliki olduklarını, komşu parseldeki apartmanın çatı, duvar ve teras kısmına davalı şirket tarafından baz istasyonu kurulduğunu, elektromanyetik kirlilik nedeniyle sağlıklarının tehlike altında olup, psikolojik dengelerinin de bozulduğunu ileri sürüp, baz istasyonunun sökülerek kaldırılmasına, bu şekilde tehlikenin izalesine karar verilmesini istemişlerdir. Davalılar ve ihbar olunan şirket, davanın reddini savunmuşlardır. Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece; "eksik ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak hüküm kurulmasının doğru olmadığı" gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan çekişmenin giderilmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece, önceden verilen ret kararı Dairece "baz istasyonlarının hizmet verdiği sırada insan yaşamına zarar vermesi ya da tehlikeli olması halinde gerekli önlemlerin alınması zorunlu olduğu vurgulandıktan sonra, 4502 sayılı Kanunla değişik 2813 sayılı Telsiz Kanunu ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu hükümleri gereğince çıkartılan Telekominikasyon Cihazlarından Kaynaklanan Elektromanyetik Alan Şiddeti Limit Değerleri Belirlenmesi Ölçüm Yöntemleri ve Denetlenmesi Hakkındaki Yönetmeliğinin 11 ve 12.maddelerine atıf yapılarak tesisin bulunduğu ve kurulduğu yer bakımından zarar verip vermeyeceği üzerinde durulması ve değerlendirme yapılması gereğine" değinilerek bozulmuştur.Anılan bozma kararından sonra mahkemece yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda, sökülmesi istenen baz istasyonunun yaptığı elektromanyetik ışımanın standartların öngördüğü limit değerlerinin altında kaldığı, bu ölçüm sonuçlarının insan sağlığını olumsuz yönde etkilemeyecek değerlerde bulunduğu bildirilmiş ise de yapılan inceleme ve alınan raporlara insan ve çevrenin fiziksel ve biyolojik sağlık açısından değer verilebileceği, bu araştırmada psikolojik yönden ne derecede etkili olduğunun tartışılmadığı görülmektedir. Bilindiği üzere, GSM baz istasyonunun yaydığı radyasyonun değerlerin altında kalması nedeniyle yönetmeliğe aykırı olmadığı sonucuna varılmış olsa da, çevre binalarda ve davacıların da meskenlerinde oturanların sağlık açısından uzun süreç içeresinde çok ciddi hastalıklara yakalanabilecekleri konusunda büyük endişeler taşıdıkları ve özellikle son zamanlarda ülke genelinde bu tür olumsuz örneklerin çoğaldığı gözetildiğinde davacıların yaşamının psikolojik olarak olumsuz etkilendiği ve aşırı bir tedirginlik ve ümitsizliğe kapıldıkları, bu yönüyle davacıların psikolojik zarar gördükleri, diğer bir deyişle ruh hallerinin bozulmayacağının söylenemeyeceği açıktır. Hal böyle olunca, davacıların zarar gördüğü kabul edilerek baz istasyonunun kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçelerle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacıların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.