Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6650 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 4549 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ : İZMİR 9. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 24/09/2007NUMARASI : 2005/30-2007/290Taraflar arasında görülen davada;Davacı,kayden maliki bulunduğu 40552 ada 1 parsel sayılı taşınmazı davalıların komşu parselden taşkın yapılaşmak suretiyle işgal ettiklerini ileri sürüp elatmanın önlenmesine ve taşan kısmın yıkımına karar verilmesini istemiştir. Davalılar,dava konusu taşınmazı miras bırakanlarının yaptığını,tecavüzlü kısmın bedelini ödemeye hazır olduklarını belirtip davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece,çekişme konusu taşınmazı davalıların taşkın yapılaşmak suretiyle işgal ettikleri,taşkın yapıya davacının süresi içinde itiraz etmediği,taşkınlık miktarının az olup hata payı içinde değerlendirilmesi gerektiği,davalıların kötü niyetli olmadıkları,yıkımın fahiş zarar doğurduğu,taşan kısmın ifraz ile tevhidinin imar yasasına göre mümkün bulunduğu, yıkım konusunda karar verilmeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne,savunma yoluyla davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar,davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir. Davalı, savunma yoluyla temliken tescil isteğinde bulunmuştur.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, savunma yoluyla getirilen temliken tescil isteğinin kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 1 parsel sayılı taşınmazın kayden davacıya ait bulunduğu, davalıların kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir haklarının olmadığı, dava konusu 1 parsel sayılı taşınmaz ile davalıların kayıt maliki bulundukları 2 parsel sayılı taşınmazın imar uygulaması sonucu tescil edildiği, davalıların 1 parselin krokide (A) ve (B) harfleri ile gösterilen kısımlarına taşkın bina yaptıkları anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere; yasal ayrıcalıkların dışında ayrılmaz parçanın (mütemmim cüz'ün) mülkiyeti ve buna bağlı olarak tasarruf hakkı üzerinde bulunduğu arza bağlıdır. Bu husus M.K.nun 684. maddesinde açıkca vurgulanmıştır. Nevarki, yürürlükten kalkmış olan 6785 sayılı yasanın l605 sayılı yasa ile değişik 42/c ve halen yürürlükte bulunan 3l94 sayılı imar yasasının l8. maddelerinde özel hükümler getirilmek suretiyle ayrılmaz parça (mütemmim cüz) olan yapı ile arz arasındaki hukuki ilişki kesilmiş bazı durumlarda yapı, üzerinde bulunduğu yerin malikinden başkasına bırakılarak imar parsellerinin oluşturulabileceği öngörülmüştür. Böylece yapıların bedelleri ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmediği veya aralarında bu yönde bir anlaşma yapılmadığı yada ortaklığın giderilmesi davası açılmadığı sürece bu yapıların ömürlerini dolduruncaya kadar eski sahiplerine kullanma imkanı sağlanmıştır. Öte yandan, zeminin maliki olan kişinin taşınmazı bizzat kullanma yetkisi sınırlanmış, ayrılmaz parça (mütemmim cüz) durumunda olan yapı üzerinde tasarruf etme gücü özel yasa ile kısıtlanmıştır. 298l sayılı yasanın 3290 sayılı yasa ile değişik l0/c maddesi de aynı doğrultuda hüküm getirmiştir. Gerçekten bir kimse kendisine veya yasanın himaye ettiği bir hakka dayanarak üçüncü bir şahsa ait bir taşınmaz üzerine ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapı inşaa etmiş imar uygulaması sonucu bu yer davacıya ait imar parseli içerisinde kalmış ise, kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamaz. İşte bu nedenle yukarıda değinildiği gibi yasa koyucu imar parseli malikine karşı yapı sahibini koruma zorunluluğunu duymuştur. Hal böyle olunca; yukarıdaki ilke ve olgular doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, taşkınlığın imar uygulaması sonucu meydana gelip gelmediğinin belirlenmesi, sonucuna göre isteklerde gözetilmek suretiyle bir hüküm kurulması gerektiren noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir. Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.5.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.