Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6644 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 5973 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ : MUDANYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 23/12/2008NUMARASI : 2008/16-2008/531Taraflar arasında görülen davada;Davacı, vakıf mülkiyetinde bulunan. parsel sayılı taşınmazdaki camiinin minaresine davalı şirketin baz istasyonu kurmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve baz istasyonunun kaldırılması isteğinde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacı vakfın aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı Vakıf vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Davacı, D...Kültür Eğitim Sağlık Çevre ile Sosyal Yardımlaşma ve Hizmet Vakfı, mülkiyeti kendisine ait arsa vasfındaki taşınmazda bulunan D...C.... davalı şirketin baz istasyonu kurmak suretiyle elattığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve baz istasyonunun kaldırılmasını istemiştir. Mahkemece, davacının dava açmakta sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre; çekişme konusu 221 ada 4 parsel sayılı taşınmazın davacı adına kayıtlı olduğu, Dini ve Sosyal Hizmet Vakfı ile davalı şirket arasında baz istasyonu kurulması konusunda kira sözleşmesi yapıldığı, davacının anılan sözleşmede yer almadığı gibi bir muvafakatının da bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; Türk Medeni Kanununun 683. ve devamı maddeleri uyarınca “bir şeye malik olan kimse hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi… tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı… her türlü elatmanın önlenmesini de dava edebilir.”Öte yandan, 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanunun 35.maddesinde, cami ve mescitlerin Diyanet İşleri Başkanlığının izni ile açılıp, Başkanlıkça yönetileceği, gerçek ve tüzel kişilerce yapılarak izinli veya izinsiz olarak ibadete açılmış bulunan camilerin yönetiminin üç ay içinde Diyanet İşleri Başkanlığına devredileceği hükmü öngörülmüştür.Bu durumda, Diyenet İşleri Başkanlığının, ancak camilerin yönetim ve denetim işlerini yapma görevine haiz olduğu kuşkusuzdur.Anılan 633 Sayılı Yasa hükmüne göre cami ve mesçitlerin yönetiminin Diyanet İşleri Başkanlığına devredilmesi ve mülkiyet yönünden ilgili kuruluşlar adına tescili gerekiyor ise de, bu hükümlerin bir iptal ve tescil davasında gözetileceği nedeniyle kayıt iptal edilene kadar geçerli olduğundan sicil kaydının sağladığı mülkiyet hakkından kaynaklanan yetkilerini kullanmasına engel değildir. Bu nedenle taşınmazın, kayıt maliki olan davacının, dava açma sıfatına sahip olduğu tartışmasızdır. O halde, işin esasının incelenmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.06.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.