Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 662 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 14154 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: SAMSUN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 02/04/2009NUMARASI: 1997/251-2009/108Taraflar arasında görülen davada; Davacı, dava konusu 162 parsel sayılı taşınmazın 86 m2’lik kısmının, kadastro tespitine itiraz davası sonucunda Tapulama Mahkemesinin 19.12.1979 tarih, 1977/107 Esas, 1979/439 sayılı kararı ile tespit dışı bırakılmasına karar verildiğini, davalının 162 parselin deniz yönünde kalan 766 m2’lik kısmını ağaç dikmek ve yapılaşmak suretiyle işgal ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuştur.Davalı, çekişmeli yeri kendisinin kullanmadığını husumet yöneltilemeyeceğini, kıyı kenar çizgisinin iptali için idare mahkemesinde iptal davası açıldığını dava sonucunun beklenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı Hazine tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi aporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava; hazine tarafından açılan tescil harici bırakılan yere elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.Yargılama sırasında 162 sayılı kadastral parselin dâhil olduğu alanda ada bazında 26.10.2004 tarihli, 3194 sayılı İmar Kanunu 18. maddesi ve 2981/3290 sayılı Yasanın Ek 1. maddesi uygulaması ile 9963 ada, 1,2 ve 3 sayılı imar parselleri oluşmuş, ancak dava konusu parseli de kapsayan anılan imar uygulaması, keza yargılama sırasında Samsun İdare Mahkemesinin 13.10.2005 tarih, 2005/218 Esas, 2005/1741 sayılı 01.05.2008 kesinleşme şerhli kararı ile iptal edilmiştir. Buna rağmen halen imar parsellerine ilişkin siciller hukuksal varlığını korumaktadır. Kuşkusuz olayda sağlıklı bir çözüme ulaşılabilmesi, kaydın kadastral parsele dönüştürülmesi ile mümkündür.Bu durumda; davada yıkım isteğinin de bulunduğu gözetilerek davanın kadastral parsel maliklerine ihbar edilmesi ayrıca tescil dışı yerde olduğu iddia edilen muhdesatın bulunduğu yerle ilgili hazinenin dava açmakta hukuksal yararı bulunduğunun nazara alınması, hazineye kadastral parselin ihyasını sağlamak üzere dava açması konusunda imkân tanınması, açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetli değildir.Davacı yanın bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 24.01.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.