MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 11/06/2013NUMARASI : 2007/410-2013/323Taraflar arasında birleştirilerek görülen ecrimisil, alacak davası sonunda, yerel mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın ise kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacılar (birleşen davanın davalıları) tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Asıl dava ecrimisil, birleşen dava tazminat isteklerine ilişkindir. Davacılar, sözkonusu taşınmazın bir bölümünü davalının haksız yere işgal ederek ticari faaliyette bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak 6.000.-TL ecrimisilin tahsiline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı U.T. C. M..İnş.Gıda Teks.San.ve Tic.Ltd.Şti. ; çekişmeli taşınmazlarda paydaş olan A U.'ın şirket temsilcisi ve ortağı olduğunu ve A.'tin payına teban taşınmazda yer kullandığını, paydaşlar arasında yapılan taksime göre davacıların da taşınmazda yer kullandıklarını belirterek davanın reddini savunmuş, birleşen dava ile de taşınmazda zorunlu ve faydalı masraflar yaptığını belirtip tazminata karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın ise kabulüne karar verilmiştir. Hüküm, davacılar tarafından asıl ve birleşen davalar yönünden temyiz edilmiştir.Kağir alet edavat deposu ve arsa vasıflı 27353 ada 2 ve 20 parsel sayılı taşınmazlarda davacıların miras bırakanı R. U. ile dava dışı Abdulsemet'in birlikte paydaş oldukları, davalının ise kayıtla ilgisinin bulunmadığı sabittir.Toplanan delillerden ve taraflar arasında daha önce görülen ve kesinleşen dava dosyalarından davalının taşınmazdaki kullanımını haklı gösterecek bir sebebinin bulunmadığı; ayrıca taşınmazın paydaşları arasında da geçerli bir taksiminin oluşmadığı anlaşılmaktadır.Davalının taşınmazı kullanımının haksız olduğu daha önce kesinleşen davalar ile saptanadığına göre; davalının birleştirilen davasında ancak kötüniyetli zilyedin talep edebileceği zorunlu masrafları dava konusu edibileceği açıktır.Bilindiği üzere, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK'nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)Hemen belirtelim ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere uygun şekilde HMK'nın 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir. Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira paraları araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilerek resen emsal araştırılmalı, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.Hal böyle olunca; yukarıda değinilen ilkeler ve olgular gözetilmek suretiyle davalının taşınmazda kullandığı yerler için ecrimisil miktarının belirlenmesi ve davacıların paylarına isabet eden miktarın hüküm altına alınması, birleştirilen dava bakımından da sadece zorunlu masraflar değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekiken değinilen husular gözardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacılarıın temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.