Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 661 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 13028 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : İZMİR 9. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 04/06/2012NUMARASI : 2011/13-2012/286Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil ve tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Davacılar, dava dilekçesinde; miras bırakanları Şöhret Baskın tarafından, çekişmeli 7 no'lu bağımsız bölümdeki 1/2 payının mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla aslında bağış olmasına karşın satış biçiminde temlik edildiğini ileri sürerek, miras payları oranında tapu iptali ve tescil; olmadığı takdirde, tenkise karar verilmesini istemişlerdir.İddianın özetlenen içeriği ve ileri sürülüş biçimi itibariyle davada, muris muvazaası hukuksal nedenine dayanıldığı; olmadığı takdirde, tenkis isteğinde bulunulduğu açıktır.Esasen bu husus mahkemenin de kabulündedir.Bilindiği üzere; muris muvazaası iddiasına dayalı davalar kaynağını l.4.1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararı'ndan alır. Anılan İnançları Birleştirme Kararı uyarınca; hakkı zedelenen her mirasçı tüm mirasçılar adına tescil isteğinde bulunabileceği gibi; payı oranında da talepte bulunabilir. Tenkis isteğinin de, pay oranında olabileceği yasal ve yargısal uygulamaların bir gereğidir.Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa,niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü dür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.O halde, mahkeme kararındaki vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine ilişkin gerekçelerin, somut olayla ve davayla bir ilgisi bulunmamaktadır.Öte yandan, TMK'nun 683. ve devamı maddeleri, mülkiyet hakkının kapsamı ,niteliği ve bu hakka yönelik tecavüzlerin nasıl önleneceğine ilişkindir.Hal böyle olunca, mahkemece, toplanan delillerin, yukarıdaki ilkeler doğrultusunda, muris muvazaası iddiası yönünden değerlendirilmesi;olmadığı takdirde, tenkis isteğinin nazara alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde davanın reddi isabetsizdir.Davacıların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.