Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6586 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 5348 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : ÇEŞME ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 23/02/2010NUMARASI : 2009/452-2010/50Taraflar arasında görülen davada;Davacı Hazine, davalı vakfın kayden malik olduğu çekişmeli 9 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün kıyı kenar çizgisi içinde kaldığını, devletin hüküm ve tasarrufu altında kalan yerlerin özel mülkiyete konu olamayacağını ileri sürerek kıyı kenar çizgisi içinde kalan kısmın tapu kaydının iptali ile terkinine karar verilmesini istemiştirDavalı Vakıf, davanın reddini savunmuştur.Davanın kabulüne ilişkin verilen karar, Dairece; “14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa ile değişik 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesine eklenen 3. fıkra 2 ve 3. cümle ve geçici 10. maddedeki düzenlemeler karşısında 10 yıllık hak düşürücü sürenin hazine yönünden dolduğu, davanın reddi gereğine" değinilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.Karar, taraflarca süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, tapu iptal ve sicil kaydının kütükten terkini isteğine ilişkin olup, hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde, çekişme konusu taşınmazın tespit tarihinin kesinleşmesi ile dava tarihleri arasında 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği belirlenerek davanın 5841 Sayılı Yasa gereğince reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. O halde davacı Hazinenin öteki temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine, Ancak, her dava açıldığı tarihteki koşullara tabidir. Dava açıldığı tarihte taraflardan birinin davada haklı olduğu halde sonradan yürürlüğe giren bir yasa hükmü veya İnançları Birleştirme Kararı uyarınca haksız duruma düşmesi durumunda yargılama giderlerinin ve bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinden sorumlu tutulamayacağı aksine maktu harçla birlikte diğer tarafın sorumluluğuna gidileceği tartışmasızdır.O halde çekişmeli taşınmazın tapu kayıtlarının tescil ilamı ile oluştuğu anlaşıldığından öncelikle tescil ilamları ve varsa haritaları 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddesi ve Türk Medeni Yasasın 719. maddesi gereğince getirtilerek zeminde kapsamlarının belirlenmesi ve çekişmeli taşınmazın veya bir bölümünün tescil ilamı kapsamında kaldığının anlaşılması halinde tarafların haklı ve haksız çıktıkları durum gözetilerek HUMK’nun 417. maddesi gereğince yargılama giderlerinin taraflar arasında oranlanarak davalının haksız olduğunun anlaşılması halinde maktu harcında hüküm altına alınması gerekirken anılan hususun gözardı edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetli değildir.Tarafların temyiz itirazları açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.