Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6576 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 4181 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ : BERGAMA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 17/05/2007NUMARASI : 2006/73-2007/184Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki olduğu 1101 ve 1103 Parsel sayılı taşınmazları haricen davalıya sattığını ve davalı taşınmazları kullanmaya başladığı halde bakiye satış bedelini ödemediğini, ileri sürerek el atmanın önlenmesi ve iki yıllık 4.000 YTL ecrimisilin tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı, taşınmazı haricen davacıdan satın aldığını ve 10.180 YTL ödeme yaptığını,ancak davacının sözleşmeye rağmen fazladan 5.000 YTL istediğini ,tapuda ferağ vermeye yanaşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, kayden davacıya ait taşınmazları davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın kullandığı gerekçesiyle el atmanın önlenmesi davasının kabulüne, harici satış sözleşmesi ile davalının ödediği kısmi bedel , iade edilmeden ecrimisil istenemeyeceğinden ecrimisil isteminin reddine karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR-Dava, iki parça çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.Çekişmeli 1101 ve 1103 nolu parsellerin kamulaştırmaya tabi tutulduğu,oluşan 1115 ve 1117 nolu parsellerin kanal cinsi ile DSİ adına 1114 ve 1116 nolu nolu parsellerin ise davacı adına kayıtlı olduğu, taraflar arasında düzenlenen harici satış sözleşmesi uyarınca taşınmazların davalı tarafından kullanıldığı tartışmasızdır.Davacı,29.3.2007 tarihli oturumda satış bedeli olarak davalıdan toplam 9.348 YTL. aldığına dair yemin etmiştir.Bilindiği üzere; Türk Medeni Kanununun 706, Borçlar Yasasının 213 ve 2644 Sayılı Yasanın 26. maddeleri mülkiyeti nakleden sözleşmelerin resmi şekilde yapılmasını öngörmektedir.Öyle ise haricen yapılan sözleşme mülkiyetin nakli yönünden geçersizdir.Ne varki, geçersiz sözleşmeye göre kayıt malikine bir bedel ödenmiş ise davalı yararına hapis hakkı tanınması olanağı doğar. Nitekim,değinilen ilke, 10.7.1940 tarih 2/77 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararında da vurgulanmıştır.Hal böyle olunca, davalının harici satış nedeniyle davacıya ödediği,9.348 YTL. üzerinden davalı yararına hapis hakkı tanınmak suretiyle ve tapu kaydına üstünlük tanınarak elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken,değinilen yön üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru değlidir.Öte yandan,dava dilekçesinde dava değeri 6000 YTL. gösterilmiş olup, bu miktar üzerinden davacı yararına avukatlık parası tayin ve takdir edilmesi gerekirken,hangi miktarın esas alındığı anlaşılamaz biçimde 2700 YTL. avukat parasına hükmedilmesi de isabetsizdir.Davalının temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü H.U.M.K.'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,28.5.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.