Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6572 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 3967 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen tapu iptali, tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, dahili davacılar ... ve ... bakımından feragat nedeniyle davanın reddine, dahili davacı ... bakımından davalıların el ve işbirliği içinde davacıyı zararlandırma kastı ile hareket ettikleri gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .. 'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Davacı malvarlığının önemli bir kısmını kendisine bakması kaydıyla torunu ...'e devrettiğini, ancak torununun kendisine bakmayıp devraldığı taşınmazları satmaya başlaması üzerine taşınmazları geri almak, istediğini öğrenen davalı ...'in yaşlılık ve cahilliğinden faydalanarak kendisini kandırıp vekaletname aldığını ve bu vekaleti kullanarak kayden maliki olduğu çekişme konusu 11 ve 89 parsel sayılı taşınmazlarını diğer davalı ...'e satış suretiyle temlik ettiğini ileri sürerek tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmiştir.Davalı ..., vekaletnamenin hile ile alınmadığını bildirmiş, diğer davalı .. ise iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; dahili davacılar .. ve ... bakımından feragat nedeniyle davanın reddine, dahili davacı .... bakımından davalıların el ve işbirliği içinde davacıyı zararlandırma kastı ile hareket ettikleri gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacı ....'ün kayden maliki olduğu 11 ve 89 parsel sayılı taşınmazların 01.07.2008 tarihli vekaletname ile satışa yetkili vekil olarak atadığı davalı .... tarafından 20.05.2010 tarihli satış aktiyle diğer davalı ....'e temlik edildiği, davacı ...'ün yargılama sırasında 25.03.2012 tarihinde ölümü üzerine geride mirasçı olarak dahili davacılar .... ve ....'ın kaldığı görülmektedir.Hemen belirtilmelidir ki; yargılama sırasında ölen davacı ...'ün terekesinin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu açıktır. Bilindiği üzere; elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet, yasa veya yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumudur. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 701. ilâ 703. maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı da yoktur. Mülkiyet bir bütün olarak ortaklardan tümüne aittir. Başka bir anlatımla ortaklık tasfiye oluncaya kadar ortaklardan birinin ayrı mal veya hak sahipliği bulunmayıp, hak sahibi ortaklıktır. Değinilen mülkiyet türünde malikler mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu kural, TMK'nın 701. maddesinde “...Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır” biçiminde açıklanmıştır. Elbirliği mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Şayet yasa veya elbirliği mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliğiyle karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu vardır.Davacı ... mirasçıları davada usule uygun olarak yer almakla birlikte, mirasçılardan .... ve ... 29.05.2012 tarihli celsede davanın açıldığından haberlerinin olmadığını, dava konusuna ilişkin tüm haklarını davalı ....'e devrettiklerini, dava konusuna ilişkin bir taleplerinin bulunmadığını beyan etmiş olmakla davadan ve miras haklarından feragat etmişlerdir.Hâl böyle olunca; elbirliği mülkiyetine tabi terekede mirasçılardan ..'nın terekeden hak iddia etmesi, diğer mirasçıların ise hak iddia etmemesi nedeniyle mirasçılar arasında menfaat çatışmasının bulunduğu gözetilerek, miras şirketine Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulunun gözardı edilerek sonuca gidilmiş olması doğru değildir. Davalılar vekilinin temyiz itirazı belirtilen nedenle yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.