Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6565 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 5407 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : KÜÇÜKÇEKMECE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 17/09/2009NUMARASI : 2008/106-2009/422Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, kayden paydaş oldukları 19605 parsel sayılı taşınmaza bina yapılması için dava dışı yüklenicilerle yaptıkları kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre yükleniciler tarafından açılan tapu iptal ve tescil davasının reddedildiğini, davalının çekişmeli 20 nolu daireyi yükleniciden satın aldığı iddiasıyla haksız tasarruf ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunmuşlardır.Davalı; çekişmeli taşınmazı satış vaadi sözleşmesi ile yükleniciden aldığını kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedilmediğini, fuzuli şagil olmadığını bildirip, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; davacılar iddiası sabit görülmeyerek davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; dava konusu 19605 parsel sayılı taşınmazda davacıların kayden paydaş olduğu, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı anlaşılmaktadır.Davacılar, çekişme konusu taşınmaza bina yapılması için dava dışı yüklenicilerle kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, yüklenicilerin 4 ayrı dairenin adlarına tescili için açtıkları davanın inşaatın natamam olması nedeniyle reddedildiğini, davalının da bu dairelerden birini (20 nolu) haksız işgal ettiğini ileri sürerek eldeki davayı açtıkları görülmektedir.Davalı, dava konusu yeri, yükleniciden satış vaadi sözleşmesi ile aldığını, sözleşmenin fesh edilmediğini bu nedenle fuzuli şagil olmadığını savunmuştur.Gerçektende eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen kayıt ve belgelerden davalılar ile dava dışı yükleniciler arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi yönünde bir dava açılmadığı anlaşılmaktadır.Ancak, dosya içinde bulunan 1994/88 E – 1997/234 Karar sayılı dava dosyasından (fotokopi) yükleniciler tarafından 19605 parsel malikleri aleyhine açılan tapu iptal-tescil davasının reddedildiği görülmektedir.Öte yandan, mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporlarında dava konusu daire dışında, binanın natamam olduğu, binada kaba inşaattan başka bir imalata rastlanmadığı bildirilmiş olup, yine aynı bilirkişiler kat karşılığı inşaat sözleşmesinin halen ayakta olduğunu, yüklenicinin açtığı tapu iptal-tescil davasının reddedilmiş olmasının sözleşmenin feshi anlamına gelmeyeceğini yükleniciden haricen satın alan davalınında geçerli bir sözleşmeye dayalı olarak taşınmazı elinde bulundurduğu yönünde görüş beyan etmişler, mahkemecede, davalının fuzuli şagil olmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.Davacıların, dava açılana kadar davalının kullanımına karşı koymadıkları gözetildiğinde davalının eylemine davacıların muvafakat ettikleri dava açmakla da muvafakatın geri alındığının kabulünde zorunluluk vardır.Bu durumda hak sahibinin kötü niyetli zilliyetten isteyebileceği işgal tazminatından (ecrimisilden) davalının sorumlu tutulamayacağı gözetilerek davacıların ecrimisil taleplerinin reddedilmiş olması doğrudur.Davacıların, bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.Elatmanın önlenmesine yönelik temyiz itirazlarına gelince; Davacılar kayıt malikleri olup davalının kayıttan kaynaklanan bir hakkı olmadığı, bilirkişi raporlarına görede, davalı veya yüklenicilerin binanın natamam olması ve kaba inşaat seviyesinde bulunmasına göre, henüz ayın isteyebilecekleri seviyeye ulaşmayan yapı nedeniyle tasarruflarının haklı ve geçerli olduğu söylenemeyeceği gibi yüklenicinin ardılı konumundaki davalınında haklarının yüklenicinin hakları ile sınırlı olduğu da yasal ve yargısal uygulamada benimsenmiş bir ilkedir.Hal böyle olunca, belirlenen bu olgular gözetilerek davacıların Türk Medeni Kanununun 683.maddesinden kaynaklanan mülkiyet haklarına üstünlük tanımak suretiyle ve çap kaydının iptale kadar geçerli olduğu gözetilerek elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile reddedilmiş olması doğru değildir.Davacıların, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.