Yanlar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, ecrimisil isteğine ilişkin olup mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının miras bırakan dedesi O.ile babası Nuri'nin 703 ada 21 parsel sayılı taşınmazda yer alan 3 nolu bağımsız bölümdeki paylarını mirasbırakan O.ın kızı diğer mirasbırakan N.'nin kızkardeşi davalı U.e satış suretiyle 19.11.1999 tarihinde temlik ettikleri,mirasbırakan O.'ın 11.06.2006 ve diğer mirasbırakan N.'nin 13.06.2001 tarihinde ölümlerinden sonra davacı mirasçının,yapılan bu temliklerin muris muvazaası ile illetli olduğu iddiası ile aynı mahkemenin 2006/485 Esasına kayıtlı açtığı davanın 2010/393 Karar sayılı kararı ile kabulle sonuçlanarak derecattan geçmek suretiyle 06.07.2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere; muvazaa nedenine dayalı olarak verilen kararlar yenilik doğurucu değil, açıklayıcı nitelik taşırlar. Bu suretle oluşan kararlara konu işlemler yapıldıkları tarihten itibaren butlanla malul olup yapılmamış sayılırlar ve iptal hükmü geriye etkili olarak sonuç doğurur.Öte yandan, muvazaalı işleme taraf olan kişinin iyiniyetli olduğundan sözetme olanağı da yoktur. Tarafı bulunduğu işlem yok hükmünde olup, bu suretle oluşan tescil de yolsuz tescil niteliğindedir. Bu durumda, taşınmazın tamamının davalı tarafından kullanıldığının ya da, tasarruf edildiğinin, diğer bir deyişle davacının intifadan (yararlanmaktan) men edildiğinin anlaşılması halinde, pay oranında ecrimisil isteği yönünden hüküm kurulması gereklidir.Ecrimisil, kötüniyetli şagilin malike ödemekle yükümlü olduğu tazminat olup en azı kira geliri en çoğu ise tam gelir yoksunluğudur.Somut olayda; davalı;çekişmeli taşınmazı kullanmadığını ve kiraya vermediğini savunmuş ise de çekişmeli taşınmazın anahtarının davalıda olduğu ve davalının anahtarı yargılama sırasında 17.09.2011 tarihinde kargo ile davacıya gönderdiği sabittir.Hal böyle olunca; ecrimisil isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile reddine karar verilmesi doğru değildir. Davacı vekilinin, bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile yerel mahkeme kararının (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.