Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6556 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 5099 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ: TAVAS ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 23/01/2008NUMARASI: 2007/523-2008/7Taraflar arasında görülen davada;Davacı, miras bırakanın 771,1636,1667 ve 2698 parsel sayılı taşınmazlarını eşi olan davalıya kadastro çalışması sırasında bağış suretiyle temlik ettiğini, yapılan devirlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek payı oranında tapu iptal ve tescile karar verilmesini istemiştir.Davalı, miras bırakanın 2698 parsel sayılı taşınmazı bağış suretiyle temlik ettiğini, diğer taşınmazların ise muris ile bir ilgisinin bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, 3402 sayılı yasanın 12/3 maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı, miras bırakanın davalıya yapmış olduğu temliklerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmış ve mahkemece, davanın açılış tarihine göre 3402 Sayılı Yasanın 12/3 maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir.Çekişmeye konu edilen taşınmazların kadastro tespitinin 1969 yılında yapıldığı, miras bırakanın ise 1.5.1982 tarihinde öldüğü, bir başka deyişle murisin tespitten sonra öldüğü dosya kapsamıyla sabittir.Bilindiği üzere; 3402 Sayılı Yasanın 12. maddesi hükmü, kadastro tespitinden önceki doğan haklara ilişkin açılacak davaların, tespitin kesinleşmesinden itibaren 10 yıl içinde açılabileceğini hükme bağlamıştır. Diğer taraftan, miras bırakanın ölümü ve terekenin açıldığı tarih itibariyle mirasçıların tereke üzerinde hak sahibi olacakları tartışmasızdır.Buna göre kadastro tespitinden sonra doğan haklara ilişkin olarak bu madde düzenlemesinin uygulanamayacağı açıktır. Somut olayda, miras bırakan 1982 yılında ölmüş olup, ölüm tarihi kadastro tespitinden sonradır.O halde, mahkemece bu yasal düzenlemeler ve ilkeler gözardı edilerek davanın hak düşürücü süreden bahisle reddedilmesinin yasal olduğu söylenemez.Hal böyle olunca, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delillerin toplanması, değerlendirilmesi, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.5.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.