MAHKEMESİ: ERGANİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 19/12/2007NUMARASI: 2005/734-2007/793Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan çekişmeli taşınmaz için davalı tarafından açılan tescil davasının reddedildiğini, taşınmazın tarım arazisi niteliğinde olup ekonomik yarar sağlanması olanaklı yerlerden bulunduğunu ileri sürerek, tescil dosyasındaki sınırları ve koordinatları yazılı taşınmazın hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı A. K., taşınmaz üzerindeki mütemmim cüzlerin kendine ait olduğunun tapuya şerh düşülmesi gerektiğini belirtip davanın reddini savunmuş, diğer davalı köy tüzel kişiliği yanıt vermemiştir. Davanın reddine ilişkin kararın temyizi üzerine Dairece, “ ...kamulaştırma işlemlerinin tamamlanıp tamamlanmadığı, taşınmazın kamulaştırma sahası içinde kalıp kalmadığı bakımından yeterli bir araştırma yapılmadığı” gerekçesi ile bozulmuş olup, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; çekişme konusu taşınmazın krokide (A1) ile gösterilen bölümünün sicil oluşturulacak yerlerden olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, davacı vekili ve davalı A. K. tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, kadastro harici ve baraj suları dışında kalan devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerin tescili isteğine ilişkindir.Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı gereğince soruşturma yapılarak bilirkişi raporuna ekli krokide (B1) ve (B2) ile gösterilen bölümler ile (C) ve (D) ile gösterilen bölümlerin kadastro sırasında tespit harici olarak bırakılmadığı,(B1) ve (B2) ile gösterilen bölümlerin 323 parsel içinde, (D) ile gösterilen bölümün 316, (C) ile gösterilen yerin ise 459 parsel sayılı taşınmaz sınırları içinde kaldığı belirlenmek suretiyle sicile bağlı bir yerin istisnaları hariç (3402/13 Bc, 4721 Sayılı Kanunun 713/2. fıkrası) hakkında yeniden tescil kararı verilmesine olanak bulunmadığı gözetilerek buralara ilişkin mahkemece davanın reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gibi; krokisinde (S), (A2) ve (A3) ile gösterilen bölümlerin ise baraj suları altında kaldığı, esasen sular altında kalan yere yönelik bir isteğin de bulunmadığı gözetildiğinde davacı Hazinenin tüm, davalının öteki temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.Davalı A.K.’ın diğer temyiz itirazlarına gelince; gerek Hazine adına tescile karar verilen ve gerekse taşınmazın diğer bölümleri bakımından davalı A.’nın 3402 Sayılı Yasanın 17. maddesine dayanarak E.Asliye Hukuk Mahkemesinde açmış olduğu tescil davasının 1998/1093 esas-1999/232 sayılı kararı ile reddedilerek derecattan geçmek suretiyle kesinleşmiş olduğu görülmektedir.Öyleyse, davalının taşınmazın mülkiyeti ile ilgili olarak ileri sürdüğü temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.Ancak, hemen belirtilmelidir ki Hazinenin 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 18. maddesi uyarınca açmış olduğu tescil davalarının, hasımlı açılabileceği gibi hasımsız açılmasına yasal bir mani bulunmamaktadır. Davalının açmış olduğu tescil davası reddedildiğine ve davada kişiye yönelik bir elatmanın önlenmesi isteği de bulunmadığına göre, eldeki dava bakımından davalıya husumetin düşmeyeceği tartışmasızdır. Buna göre davalının, davanın açılmasına sebebiyet verdiği de söylenemez.Hal böyle olunca, davalının yargılama giderleri ile avukatlık ücretinden sorumlu tutulmaması gerekirken, mahkemece aksi yönde yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması isabetsizdir.Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle bu yöne hasren HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.05.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.