Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6544 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 5680 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: FATİH 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 19/03/2010NUMARASI: 2010/33-2010/91Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki olduğu 911 ada 10 parsel sayılı taşınmaza, yapılan ihtara rağmen haksız olarak davalılar tarafından müdahale edildiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesine ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir.Davalılar, taşınmazın bulunduğu yer bakımından yetki itirazında bulunarak, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, taşınmazın İstanbul Adliyesi yargı sınırları içinde kaldığı gerekçesiyle, yetkisizlik karar verilmiştir.Karar, davalılardan E. Y.tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi H.Fatih Demirer'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, yetkisizlik kararı verilmiştir.Bilindiği üzere; HUMK’nun 13/1.maddesi gereğince taşınmazın aynı ile ilgili davaların, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde çözüme kavuşturulması gerekeceği, öte yandan, çekişmenin birden fazla taşınmazla ilgili olması halinde aynı yasanın 13/2.maddesi hükmü uyarınca taşınmazlardan, herhangi birinin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olacağı tartışmasızdır. Taşınmazın bulunduğu yerden maksat ise tapuda kayıtlı olduğu yer değil, fiilen içinde bulunduğu mülki sınırdır. Hemen belirtilmelidir ki, anılan yetki kuralı kesin ve kamu düzeniyle ilgili olup, davanın her aşamasında mahkemece re’sen (kendiliğinden) gözetilmesi gerekir. Buna göre, mahkemenin yetkili olup olmadığının saptanması açısından, taşınmazın hangi yerin idari sınırları kapsamında kaldığının tespiti önem taşır. Bunun içinde mülki (idari) sınırnamelerin önceden sağlanması, mahallinde uygulamalı olarak keşif yapılması zorunludur.Ne varki, mahkemece bu konuda herhangi bir araştırma, inceleme, soruşturma ve uygulama yapılmış değildir.Hal böyle olunca, mahallinde keşif yapılarak çekişme konusu taşınmazın hangi yer mülki sınırları içerisinde kaldığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde tespit edilmesi, yetki hususunun açıklığa kavuşturulması, ondan sonra bir hüküm kurulması gerekirken, değinilen yön üzerinde durulmaksızın yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davalı E.’in, temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.6.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.