Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6542 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 5346 - Esas Yıl 2009
Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 1231 ada 10 parsel sayılı taşınmazda bulunan 17/235 arsa paylı dairenin, davalı H...’ın hile ile aldığı vekaletnameye istinaden davalı N...’a sattığını, N....’ın da diğer davalı H....’e devrettiğini, davalılar arasında alım satın iradesi bulunmadığını ileri sürerek tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davaya karşı beyanda bulunmamışlardır. Mahkemece, davacının müteahhitten daire satın alan tüketici konumunda olduğu, uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi’nin görev alınana girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi H.F... D....’in raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dava tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteklerine ilişkindir. Mahkemece Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle görev nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, vekaletin hileyle alınmak suretiyle maliki bulunduğu taşınmazın temlikinin gerçekleştirildiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. İddianın ileri sürülüş biçimine göre, taraflar arasındaki çekişmenin Borçlar Kanunu hükümleri gözetilmek suretiyle çözüme kavuşturulması gerektiği açıktır. Hemen belirtilmelidir ki; 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/c maddesinde ““Ticaret konusu taşınır mallar”” kanun kapsamına alınmış iken, 4822 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 3/c maddesi ile ““konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar”” da kanun kapsamına alınmıştır. 4077 Sayılı Kanunun 23. maddesinde ise; bu kanunun uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıklara Tüketici Mahkemelerinde bakılacağı hükme bağlanmıştır. Oysa iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçimine göre, çekişmenin anılan kanun kapsamında kabul edilemeyeceği tartışmasız olup, görevli mahkemenin genel mahkemeler olduğunda kuşku yoktur. Görev kamu düzeni ile ilgili olup, yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gerekli bir hukuk kuralıdır. Hal böyle olunca, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delillerin toplanarak, gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması ve ondan sonra işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçelerle yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 8.6.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.