MAHKEMESİ : ÜSKÜDAR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 17/12/2008NUMARASI : 2007/134-2008/284Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki bulunduğu 4 parsel sayılı taşınmaza komşu . parsel sayılı taşınmaz malikleri davalı ve dahili davalının taşkın yapı yapmak suretiyle müdahale ettiklerini ileri sürerek, elatmanın önlenmesine, yıkıma, ecrimisile ve tazminata karar verilmesini istemiştir.Davalı ve dahili davalı, binayı aplikasyon krokisine göre yaptırdıklarını ve iyi niyetli olduklarını belirterek, davanın reddini savunmuşlar; karşı davalarında ise taşınmazın tecavüzlü kısmının bedeli karşılığında adlarına karar verilmesini dilemişlerdir.Mahkemece, çekişme konusu taşınmaza davalı ve dahili davalının taşkın yapı yapmak suretiyle müdahale ettikleri gerekçesiyle elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerinin kabulüne, ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne, tazminat talebinin atiye bırakılması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, karşı davanın ise; harcı yatırılmadığı gibi davalı ve dahili davalının iyi niyetli olmadıkları ve kendilerinden beklenen özeni göstermediklerine değinilerek, reddine karar verilmiştir.Karar, davalı-karşı davacılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım, ecrimisil ve tazminat isteklerine ilişkindir.Mahkemece, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerinin kabulüne, ecrimisil talebinin kısmen kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 2199 ada, .parsel sayılı arsa vasıflı taşınmazın tapuda davacı adına kayıtlı olduğu, komşu 3 parsel maliki davalının davacının taşınmazına taşkın inşaat yaptığı, davacının inşaat yapamamaktan kaynaklığını iddia ettiği zararının tazmini talebini atiye terk ettiği, davalı-karşı davacıların iyi niyetle inşaat yapıldığını savunarak, temliken tescil isteminde bulundukları anlaşılmaktadır.Kayden davacıya ait çaplı taşınmaza davalıların taşkın olacak nitelikte yapılanmak suretiyle el attıkları belirlenerek mahkemece davanın kabul edilmiş olması kural olarak doğrudur. Ancak, davalıların karşı davaları ile temliken tescil isteğinde bulunmalarına karşın mahkemece harç yatırılmadığı gerekçesiyle istek değerlendirilmeyerek reddedilmiştir.Hemen belirtilmelidir ki, Türk Medeni Kanunu’nun 725. maddesinden kaynaklanan temliken tescil istekleri, ayrı bir davaya konu yapılabileceği gibi savunma yoluyla da istenmesine engel bir düzenleme bulunmamaktadır.O halde, karşı dava sebebi ile harç yatırılmamış olması neticeye etkili olmayıp, temliken tescil isteğinin değerlendirilmemesine sebep teşkil etmez.Esasen harç kamu düzeniyle ilgili olup, isteğin niteliği ve ileri sürülüş biçimine göre tahsili her zaman olanaklıdır.Öyle ise; öncelikle . parsele yapılan bina sebebiyle düzenlenen projenin keşfen zemine uygulanması ve davacının mülkiyetindeki bir kısım yerin proje kapsamında kalmasına karşın belediyece yapı ruhsatı verilmiş ise davalı tarafın yapılanmasının iyi niyetli olacağı kabul edilmeli ve TMK.’nun 725. maddesinin diğer koşullarının araştırılması, yok eğer uygulama neticesinde projede bir taşkınlık bulunmadığı ancak fiili bir tecavüzün gerçekleştiğinin saptanması halinde ise davalı tarafın iyi niyetli olarak kabulü olanaksızdır. Bu durumda ise temliken tescil isteğinin yasal koşullarının gerçekleşmediği düşünülmeli ve sonucuna göre bir karar verilmesi düşünülmelidir. Ayrıca, talep edilmediği halde ecrimisile faiz tahakkuk ettirilmesi de doğru değildir.Davalı -karşı davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, 08.06.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.