MAHKEMESİ : ERZURUM 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 16/06/2005NUMARASI : 2003/263-2005/336Taraflar arasında görülen davada;Davacı, eski tapu kayıtlarına göre mülkiyeti mazbut P.H. Vakfına ait olan 238 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 3194 Sayılı Yasanın 18. maddesi uygulaması sonucu malikler değiştirilerek hisselendirilmek suretiyle davalı şahıslar adına 5591 ada 1 parsel olarak yeniden kayıt oluşturulduğunu, davalı belediyece yapılan imar uygulamasının idare mahkemesince iptal edilerek kesinleştiği halde kayıtların eski hale iade edilmediğini ileri sürüp 5591 ada 1 parselin tapu kaydının iptali ile maliki vakıf adına eski tapu kaydındaki yüzölçümü ile tescilini istemiştir.Davalı Belediye Başkanlığı,geri dönüşüm için çalışmalar yapıldığını,davalı Tapu Sicil Müdürlüğü, kendilerine husumet düşmeyeceğini bildirip davanın reddini savunmuşlar, diğer davalılar yanıt vermemişlerdir.Mahkemece,dava konusu parseli oluşturan imar uygulamasının idare mahkemesince iptal edilerek kesinleştiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle Tapu Sicil Müdürlüğü dışındaki davalılar bakımından davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı Belediye Başkanlığı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, kadastral parselin mülkiyet ve geometrik durumuna ihyası isteğine ilişkindir.Mahkemece,davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden,toplanan delillerden; 238 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 3194 Sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca yapılan imar şuyulandırması neticesinde 5591 ada 1 sayılı imar parselinin oluştuğu,davalı şahıslar ile davacı ve Hatice Vakfı adına sicil kaydının tesis edildiği,ancak imar işleminin idari yargı yerinde iptal edilerek kesinleştiği,böylece sicilin dayanaksız kaldığı,başka bir ifadeyle sicilin yolsuz tescil durumuna düştüğü gözetilmek suretiyle mahkemece davanın kabul edilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Ne varki,tapu iptal ve tescil davalarının kayıt maliki aleyhine açılacağında kuşku yoktur.Kendisine davada husumet tevcih edilen Yakutiye Belediyesinin taşınmazda kayden bir hakkı yoktur.O halde Belediye aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine karar verilmemiş olması isabetsiz olduğu gibi kayıt maliklerinden olan Hatice Vakfı'na yönelik bir dava bulunmadığı halde onun payının da iptaline karar verilmesi doğru değilse de,isteğin niteliğine göre H.Vakfınada davanın teşmil edilmesi ve onun hakkında da dava açılması eldeki dava ile birleştirilmesi zorunludur.Oysa bu hususun da gözardı edilmiş olması doğru değildir.Diğer taraftan,kayıt maliklerinden A.Ç. ve Y. Ç.'ın dava tarihinden önce ölü olduğu dosya kapsamı ile sabittir.Hemen belirtilmelidir ki Türk Medeni Kanununun 28. maddesi hükmü uyarınca ölüm ile şahsiyet son bulur.Ölü kişi aleyhine dava açılmasına olanak bulunmamaktadır.Aynı husus 4.5.1978 tarih 4/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da benimsenmiştir.Öte yandan, ıslah yoluyla dahi olsa hasım değiştirilmesine olanak bulunmadığına göre dava tarihinde ölü olan kişinin mirasçılarına tebligat yapılarak davaya dahil edilmiş olmaları da kendilerine davada sıfat vermez.O halde, davadaki isteğin niteliği gözetildiğinde dava tarihinde ölü olduğu anlaşılan paydaş A.ve Y.'un mirasçılarının tespit edilerek onlar aleyhine de dava açılmasının sağlanması,açıldığı takdirde eldeki dava ile birleştirilmesi, ondan sonra bir hüküm kurulması gerekirken değinilen hususlar gözardı edilmek suretiyle yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.Davalı Belediye Başkanlığının temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün H.U.M.K.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,28.5.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.