MAHKEMESİ: SAMSUN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 14/12/2006NUMARASI: 2005/487-494Taraflar arasında görülen davada;Davacı, ortak mirasbırakanı babası T..N..ın diğer mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak 2004 ada ..ve ..parsellerdeki ..ve ..no’lu bağımsız bölümlerini davalı kızına temlik ettiğini ileri sürüp davalıya yapılan taşınmaz satışının iptalini istemiştir.Davalı, Almanya’da çalıştığı süre içinde biriktirdiği 170 000 DM’den fazla bir parayı babasına verdiğini, birikimlerini Türkiye’ye döndüğünde muristen istediğini, ancak murisin kendisine .adet daire satmayı teklif etmesi üzerine dava konusu daireleri satın aldığını, satışın gerçek olduğunu, sadece satışın iptali isteminin yasal dayanağı bulunmadığını bildirip davanın reddini savunmuşturMahkemece, işlemin danışıklı olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 5.6.2007 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat Y..Ç... geldiler davetiye tebliğe rağmen temyiz edilen vekili Avukat gelmedi yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü : -KARAR-Dava tapu iptali isteğine ilişkindir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.Hemen belirtmek gerekirki; tapu kaydına (zilyetliğe) dayanılarak açılan bir iptal davasında, ayrıca tescil isteğinde bulunulmamış olması iptal davasının reddi için başlı başına bir sebep teşkil etmez. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, iptal isteminin tescili kapsamadığı gözetilerek davacıya, ayrıca tescil davası açması için imkan tanımak ve dava açılması halinde her iki dava birleştirilerek karara bağlanmaktan ibarettir. Değişik anlatımla sadece iptal davasının kabulüne ve tapunun iptaline karar verilmesi, tapulu bir taşınmazın sicil dışı (kayıtsız) kalması sonucunu doğurur ki, böyle bir uygulama, devletin bütün taşınmazların hukuki ve geometrik durumlarını belirleyerek sicile bağlama yolunda benimsediği-dolu pafta sistemi –genel ilke ile bağdaşmaz. Ne varki, davacı iptal değil, sadece tescil isteğinde bulunmuş ise Yargıtayın yerleşmiş ve kurallaşmış uygulamalarına göre, tescil isteği tapu sicilinde mevcut eski kaydın iptali isteğini de kapsadığı gözetilerek davacının ayrıca tapu kaydının iptalini de dava etmesine gerek yoktur. (YHGK 11.11.1983 Tarih, 981/8-80 Esas, 983/1162 Sayılı Kararı.)Hal böyle olunca, davacı tarafa tescil davası açması için olanak tanınması, açılması halinde eldeki dava ile birleştirilmesi ondan sonra işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davalının temyiz itirazları bu sebeple yerindedir.Kabulüyle hükmün HUMK:'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 13.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren avukatlık ücret tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 500.00.-YTL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 5.6.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.