Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6518 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 20351 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : SERİK 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 30/05/2014NUMARASI : 2008/97-2014/447Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi 'nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir. Davacılar, davalılar ile birlikte paydaşı oldukları 1469 ada 10 parsel sayılı taşınmazdaki 1, 2, 6, 7, 8, 11, 13, 15 ve 17 nolu bağımsız bölümlerin tamamı davalı tarafından kullanıldığı halde yasal miras payları oranında hiç bedel ödenmediğini ileri sürerek, ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir.Davalı Ayşe savunma getirmemiş yargılama sırasında ölümüyle dava mirasçıları huzuru ile görülmüş, davalılar binada boş daire ve dükkanlar olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davaya konu 243 parsel sayılı taşınmaz (imar uygulaması ile 1469 ada 10 sayılı parsel) tarafların mirasbırakanı Raşit adına kayıtlıyken ara malik aracılığıyla davalı gelini Ayşe'ye temlik ettiği, ne var ki; temlik hakkında, muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak davacı İdris, Ayşe, Aysun ve Bahriye tarafından davalı Ayşe ile dava dışı Osman ve Ertuğrul aleyhine Serik Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 1998/869E., 2003/561K. sayılı davanın açıldığı, davanın kabulüne dair verilen kararın kesinleştiği, aynı istekle davacı Havvana ve Hayriye tarafından davalı Ayşe ile dava dışı Osman ve Ertuğrul aleyhine Serik Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 2004/1064E., 2005/450K. sayılı davanın açıldığı, davanın kabulüne dair verilen kararın kesinleştiği, murisin 10.11.1989 tarihinde ölümüyle geriye mirasçı olarak davacı Havana, Bahriye, Hayriye, Ayşe, Aysun, İdris ile dava dışı oğlu Osman'nın kaldığı, davalı Ayşe'nin Osman ile evli olup murisin gelini olduğu yarıgılama sırasında davalı Ayşe'nin ölümüyle mirasçıları huzuru ile davanın görüldüğü anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, dava konu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz. Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)Somut olayda, davalılar taşınmazdaki 11 ve 15 nolu bağımsız bölümlerin boş olup kullanılmadığını savundukları halde davalıların savunması üzerinde durularak bu husus açıklığa kavuşturulmuş değildir.Hal böyle olunca; yukarıda açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, taraf delillerinin eksiksiz toplanması, çekişme konusu 1469 ada 10 parsel sayılı taşınmazdaki daireleri hangi davalının ne şekilde tasarruf ettiğinin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması, davacıların dava konusu taşınmazda kullandığı veya kullanabileceği bir bölüm bulunup bulunmadığı hususunda araştırma ve inceleme yapılması hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi doğru değildir.../...Kabule göre; hükme esas alınan 08.05.2014 bilirkişi raporundaki değerler ile hükmedilen ecrimisil miktarları arasındaki farklılığın hangi sebepten kaynaklandığının açıklanmaması da isabetsizdir.Davalılar vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün belirtilen nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.