Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6455 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 3475 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : KÖRFEZ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 14/12/2012NUMARASI : 2010/448-2012/882Yanlar arasında görülen tapu iptal ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı iptal tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; miras bırakan N.'ın, 21.03.2004 tarihinde öldüğü, geriye çocukları olan davacı C. ile davalı E.'ı mirasçı olarak bıraktığı, çekişmeli 313 ada 11 parsel sayılı taşınmazın miras bırakan N. ve kardeşlerine kök muristen intikalen geldiği, bilahare miras bırakanın taşınmazdaki ¼ payını 26.02.2002 tarihinde davalı oğlu E.'a diğer pay sahipleriyle birlikte sattığı, bu suretle davalının taşınmazın tamamına malik olduğu, miras bırakanın dava konusu taşınmaz dışında 17 parça taşınmazda daha payı bulunup bunlardan 3 parça taşınmazdaki payının taraflar arasında bölüşüldüğü anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa,niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihatı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.Somut olaya gelince; hükme yeterli bir inceleme yapıldığını söyleyebilme imkânı yoktur. Söyleki; dava konusu taşınmaza ilişkin resmi akit getirtilmemiş, taşınmazın akit değeri ile gerçek değeri arasında fark bulunup bulunmadığı belirlenmemiş, muris ile taraflar arasındaki ilişkiler üzerinde de durulmamıştır. Keza taraf delilleri kararda yeterince tartışılmamıştır.Hal böyle olunca, yukarıdaki ilkeler uyarınca araştırma yapılması, miras bırakanın gerçek iradesi ve amacının duraksamaya yer vermeyecek şekilde saptanması, varılacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir.Davalının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.4.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.