MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-YIKIMTaraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın 308 ada 105 parsel sayılı taşınmaz yönünden iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davaya konu 104 ve 106 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise davanın reddine ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.Davacılar, kayden maliki oldukları 380 ada 104, 105 ve 106 parsel sayılı taşınmazlara davalının Odun, kömür, fındık kabuğu ve un çuvalları koymak, sundurma yapmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmesini istemişlerdir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, 308 ada 105 parsel sayılı taşınmaz yönünden iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davaya konu 104 ve 106 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Çekişme konusu 380 ada 104 ve 105 parsel sayılı taşınmazların 1/2'şer oranda davacı ... ve İbrahim adına, 380 ada 106 parsel sayılı taşınmazın ise paylı mülkiyet üzere davacı ... ve dava dışı .... adına kayıtlı olduğu sabittir.Dosya içeriği ve toplanan deliller ile dava konusu 308 ada 105 parsel sayılı taşınmazın davacılar adına kayıtlı olduğu, kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı olmayan davalının çekişmeli taşınmaza haklı ve geçerli bir neden olmaksızın müdahale ettiği belirlenmek ve benimsenmek suretiyle elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.Davacının temyiz itirazlarına gelince;Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanununun 6. maddesi uyarınca, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Somut olayda, davaya konu çekişmenin çözüme kavuşabilmesi için öncelikle davanın açıldığı tarihte haklı ve geçerli bir neden olmaksızın davalının dava konusu 308 ada 104 ve 106 parsel sayılı taşınmazlara elatıp atmadığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi gerektiği tartışmasızdır. Ne var ki; mahkemece, dava tarihi itibariyle haksız elatma olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği yönünde yeterli araştırma ve inceleme yapılmaksızın neticeye gidilmiştir.Hâl böyle olunca, iddia ve savunma doğrultusunda taraf delilleri toplanarak, davacı tarafından bildirilen tanıklar dinlenilerek davalının dava konusu 308 ada 104 ve 106 parsel sayılı taşınmazlara dava açıldığı tarihte herhangi bir müdahalesinin bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacının temyiz itirazı değinilen yön itibariyle yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.