MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ VE ECRİMİSİLYanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkin olup, davanın reddi yönünde verilen karar Dairece "dava konusu taşınmazda tüm paydaşları bağlayan fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise çekişmeli bölümün kim ya da kimlerin kullanımına bırakıldığı, oluşmamış ise davacının kullanabileceği bir yer bulunup bulunmadığının kuşkuya yer verilmeyecek biçimde açıklığa kavuşturulması gerektiği" gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyulduktan sonra taşınmazda fiili kullanma biçiminin oluşmadığı ancak intifadan men olgusunun gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bilindiği üzere mahkemenin Yargıtay'ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğar. Diğer taraftan yerel mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen ??ekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu müessese, mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir (9.5.1960 Gün.21/9 sayılı YİBK).Somut olayda bozmaya uyulmakla ilgilileri yönünden usulü kazanılmış hak doğmasına karşın bu temel usul kuralı gözardı edilerek bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişmeli 522 ada 490 parsel sayılı taşınmazın paylı mülkiyet üzere olduğu ve tarafların dava dışı 14 kişiyle birlikte paydaş bulundukları, taşınmazda kat irtifakı tesis edilmediği, ancak üzerinde zemin+5 normal kat+çekme katlı bina olup,dubleks daire olan ve 13 numarası verilen bölümün dava konusu edildiği, davacının 4.8.2009 tarihinde satış yoluyla 1/24 pay sahibi olduğu, davalının 25.12.2008 tarihinde satış yoluyla 1/24 pay sahibi olduğu, taşınmazda davalının kiracısı sıfatıyla kardeşi Davut Yıldırım'ın oturduğu mahkemece de sadece bu daire yönünden inceleme yapıldığı anlaşılmıktadır. Çekişmeli 522 ada 490 sayılı taşınmazda kat irtifakı kurulmadığından paylı mülkiyet hükümleri geçerli olup her paydaşın payının 522 ada 490 sayılı taşınmaz üzerindeki apartmanın tüm bölümlerine yaygın olduğukuşkusuzdur. Hal böyle olunca, 522 ada 490 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan tüm dükkan ve bağımsız bölümlerde paydaşların tamamını kapsayan fiili kullanım biçiminin oluşup oluşmadığı, oluşmuşsa çekişmeli 13 nolu bölümün kim veya kimlerin kullanımına bırakıldığı, oluşmamışsa davacının kullanabileceği yer bulunup bulunmadığının kuşkuya yer bırakmayacak biçimde ortaya konulması , tanık dahil tüm delillerin toplanması, yerinde uzman bilirkişiler aracılığıyla keşif yapılarak kimin nereyi kullandığının belirlenip krokiye yansıtılması, toplanan ve toplanacak olan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile değinilen hususlar göz ardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.