Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6440 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 16537 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece mahkemenin görevsizliğine ilişkin olarak verilen karar davalı ... Mavili vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir. Davacı, 391 ada 47 parsel sayılı taşınmazdaki binanın 1 ve 2 no.lu dükkanlarında davalı ... ve Hüsniye ile birlikte paydaş olduğunu, taşınmazların her türlü kira işini yapmak üzere babası ...'e vekaletname verdiğini, ancak daha sonra babasını vekillikten azlettiğini, davalı ...'ın diğer davalılar ile kira akdi yaparak taşınmazları uzun süredir işgal ettiğini, kira alacağının tahsili isteği ile açtığı icra takibine davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, icra dosyasına itirazında davalının ... ile kira sözleşmesi yaptığı ve bütün kira borçlarını vekile ödediğini savunduğunu, diğer paydaşlar ve yetkisiz temsilci ile imzalanan kira sözleşmelerine muvafakatının olmadığını, kira sözleşmesinin geçersiz olduğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemiştir.Davalılar, taşınmaz ... adına kayıtlı iken ölümü ile miras??ılarına intikal ettiğini, önceki malik döneminde taşınmazlarda kiracı olarak bulunan davalı ...'ın, Ayşe'nin ölümünden sonra da mirasçıları ile kira sözleşmesi yaparak dava konusu yerleri kullanmaya devam ettiğini, ortada davacının da kabul ettiği bir kira sözleşmesi bulunduğunu, davacının icra başvurusunda ve gönderdiği ihtarnamede kiracılık ilişkisini kabul ettiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davalının taşınmazı kiracı sıfatı ile kullandığı, davacının da buna onay verdiğinin kabulü gerektiği, davanın kira alacağının tahsili ve tahliye davası olarak yorumlanması gerektiği, davaya Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılacağı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden; 391 ada 47 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 1 ve 2 no.lu bağımsız bölüm dükkanların intikalen ve verasette iştiraken davacı ..., davalılar... ve dava dışı babaları ...adlarına kayıtlı iken diğer mirasçı İbrahim'in payının pay temliki yoluyla davacıya devredildiği, davacının dava konusu taşınmazların kiraya verilmesi için.... 3. Noterliğinin 15.11 2002 tarihli vekaletnamesi ile babası İbrahim'e yetki verdiği, ... ile davalı ... arasında 02.01.2005 başlangıç tarihli ve 8 yıl süreli kira sözleşmesi yapıldığı, davalı ...'ın diğer paydaşlarla da aynı tarihli kira sözleşmelerinin bulunduğu, davacının babasını 27.06.2005 tarihinde azlettiği, azilnamenin İbrahim'e 12.07.2005 tarihinde tebliğ edildiği, davacının davalı ...'a hitaben gönderdiği.... 1. Noterliğinin 21.05.2009 tarihli ihtarnamesinde; " hissedarı olduğu dükkanda kiracı olarak bulunduğunu ve kira bedelinin ödenmesini" istediği, öte yandan; davacının davalı ... aleyhine.... İcra Müdürlüğünün 2010/3309 Esas sayılı takip dosyasında kira sözleşmesine dayanarak " Adi Kiraya ve Hasılat Kiralarına ait Takip başlattığı, davalının bütün kira borçlarını vekil İbrahim'e ve diğer mülk sahiplerine ödediğini bildirerek borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğu görülmektedir.Davacının mülkiyet hakkına dayanarak eldeki davayı açtığı ve davalının taşınmazı haklı ve geçerli bir nedene dayanmaksızın kullandığı iddiasında bulunduğu; ancak davalının taşınmazı kullanımının kira aktinden kaynaklandığı mahkemece benimsendiği gibi davacının keşide ettiği ihtarnamede dahi kira ilişkisini kabul ettiği, diğer paydaşların da kira ilişkisini kabul etmeleri karşısında haksız elatmadan söz etme olanağının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile görevsizlik kararı verilmesi doğru değildir. Davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerindedir, kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.