Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6440 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 2038 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İSTANBUL 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 04/10/2012NUMARASI : 2011/86-2012/305Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davacının 1472 ada 70 parseldeki ½ payını davalının babası Ç.ile aralarındaki anlaşmaya uygun olarak kendi iradesiyle davalıya bedelsiz temlik ettiği, davacının 3160 ada 54 sayılı parseldeki Ç.e ait ½ payın iptali ve adına tescili isteğiyle ç.s. aleyhine dava açması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; Beyoğlu'nda bulunan 1472 ada 70 sayılı taşınmazdaki zemin kat 2 nolu bağımsız bölümün 1/2'şer paylı olarak B.S. ve ç.s. adlarına, Zeytinburnu'nda bulunan 3160 ada 54 sayılı taşınmazdaki zemin kat 3 nolu bağımsız bölümün ise 1/2'şer paylı olarak ç.s. ile davacı adlarına kayıtlı oldukları, b.'in çekişmeli 1472 ada 70 sayılı taşınmazdaki 1/2 payı 13.4.2010 tarihinde satış yoluyla davacı S. Y.'dan edindiği, davacının 23.2.2011 tarihli dilekçeyle davalının ve babası ??.s.'in hile ve desiseyle 1472 ada 70 parseldeki ½ payını bedelsiz olarak devraldıklarını ileri sürerek tapu iptali ve tescil isteğiyle temyize konu davayı açtığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; hile, genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya,özellikle sözleşme yapmaya sevketmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma hilede yanıltma söz konusudur. Borçlar Kanunu 28/1. maddesinde (Türk Borçlar Kanunu'nun 36/1. maddesinde) açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir. Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir. Somut uyuşmazlıkta davacı ile davalının babası ç.s.'in Y.Makas Metal Sanayi A.Ş'nin ortakları oldukları, şirketin merkezinin 1472 ada 70 parsel sayılı taşınmazda, şubesinin ise 3160 ada 54 parsel sayılı taşınmazda faaliyette bulunduğu, her iki parselinde davacı S.Y. ile davalının babası ç.s. adlarına 1/2'şer paylı olarak tapuda kayıtlı olduğu, davacı ile ç.s.'in şirket ortaklığını sonlandırmaları üzerine davacının 1472 ada 70 parseldeki ½ payını ç.s.'e veya istediği kişiye bedelsiz devredeceği, 3160 ada 54 parseldeki ç.s.'e ait payında ivaz ilavesi yoluyla davacıya devredileceği yönünde davacı ile ç.s.'in anlaştıkları, davacının anlaşmaya uygun olarak 3160 ada 54 parseldeki dükkanın daha değerli olması sebebiyle aradaki farkı ç.e ödeyebilmek için Akbank'a kredi işlemleri için başvurduğu, kredi işlemlerinin uzaması üzerine davacının çekişmeli 1472 ada 70 parseldeki ½ payını 13.4.2010 tarihinde ç.in oğlu olan davalı B.a bedelsiz olarak devrettiği, Akbank'ın kredi işlemlerini onaylamasıyla paranın hazır edilmesine rağmen ç.in 3160 ada 54 parseldeki ½ payını tapuda davacıya devretmeyerek anlaşmanın gereklerini yerine getirmediği davacının iddiası, davalının cevap dilekçeleri ve tanık anlatımlarıyla belirlenmiştir. Bu durumda davacının, davalının babası ç.s. ile yapılan anlaşma sebebiyle çekişmeli 1472 ada 70 sayılı taşınmazdaki payını bedelsiz olarak ç.in oğlu olan davalı b.a bedelsiz temlik ettiği, ç.in ise anlaşmanın gereklerini yerine getirmediği anlaşılmakla Borçlar Kanununun 28/1. maddesi (Türk Borçlar Kanunu'nun 36/1. maddesi) uyarınca aldatılan davacı taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz ve verdiği şeyi geri isteyebilir. Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken delillerin taktirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Davacının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.4.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.