MAHKEMESİ : ZİLE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 03/02/2009NUMARASI : 2008/272-2009/54Taraflar arasında görülen davada;Davacı, mirasbırakanı , H.... A...adına tapuda kayıtlı 176 ada 2 parsel sayılı taşınmazı sağlığında erkek çocukları arasında taksim ederek ev yapmaları için izin verdiğini, bu nedenle kendi payına düşen 500 m2 lik yere inşaat yaptığını, bundan sonra miras bırakanın 176 ada 2 parselin intifa hakkını üzerinde tutarak çıplak mülkiyetini muvazaalı olarak davalı kızı F....ya devrettiğini, iyiniyetle ve babasının taksimine güvenerek payına düşen yere 3 katlı bina yaptığını, mirasbırakan adına tespit edilen 128 ada 92 ve 101 parsellerin tespitlerinin de hatalı yapıldığını ileri sürüp,tapu kayıtlarının iptali ile 92 ve 101 parselerin 3.kişilerden aldığı kısımlarının adına tescilini, 176 ada 2 parselin ise 500 m2 lik kısmının ifrazen adına tescilini istemiştir.Davalı, F...karşı davasında satışın gerçek olduğunu ortada geçerli bir taksim sözleşmesi bulunmadığını, davacının kötüniyetle rızası olmaksızın arsasına inşaat yapmaya giriştiğini ileri sürüp asıl davanın reddini savunarak, inşaatın kal'ini, malzemenin sökülmesi aşırı zarara neden olacaksa malzemenin enaz kıymeti oranında tazminat ödemeyi kabul ettiğini bildirmiştir.Mahkemece, davacının taksim sonucu kendine düşen kısma inşaat yaptığı davalıya yapılan temlikin danışıklı olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle asıl davanın kabulüne karşı davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, taksim ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal tescil, karşı dava ise, yıkım olmazsa tazminat isteklerine ilişkindir. Mahkemece, asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; tarafların miras bırakanı H.. A. maliki bulunduğu 176 ada 2 parsel sayılı taşınmazını 18.3.1999 tarihli akitle intifa hakkını üzerinde bırakarak çıplak mülkiyetini davalı kızı F. satış yoluyla temlik ettiği görülmektedir.Davacı, mirasbırakanla yaptığı harici taksim anlaşmasına dayanarak ifraz ve tapu iptali tescil isteğinde bulunmuş, aynı zamanda davalı ile muris arasındaki işlemin muvazaalı olduğunu ileri sürmüştür. Bilindiği üzere; Türk Medeni Kanunununun 706, Borçlar Kanununun 213 ve Tapu Kanununun 26.maddesi uyarınca tapulu taşınmazların harici satışı geçersiz olup bu tür harici anlaşmalar kanıtlansa bile taraflara ayni bir hak sağlamayacağı açıktır. Kaldı ki, somut olayda olduğu var sayılan harici sözleşmeden sonra çekişme konusu taşınmazın davalıya (yıkım davacısına) temlik edildiği ve binanın da Türk Medeni Kanununun 684.maddesi gereğince arzın bütünleyici parçası olduğu tartışmasızdır. O halde, iptal tescil isteğinin reddinin gerekeceği kuşkusuzdur.Ancak, davalı Fatma'nın miras bırakanın kızı olduğu, herhangi bir işi ve gelirinin bulunmadığı, miras bırakanla birlikte yaşadığı, miras bırakanın mal satmaya ihtiyacının bulunmadığı, miras bırakan tarafından davalıya yapılan temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğu anlaşılmaktadır.Öyleyse bu durumda iptal tescil davasının muris muvazaası nedeniyle kabulüne karar verilmesi gerekir.Olaya bu açıdan bakıldığında taraflar taşınmazda paydaş hale geleceklerinden yıkım veya tazminat davasının reddedilmiş olması bu gerekçeyle doğrudur.Hal böyle olunca, muris muvazaası nedeniyle açılan davanın kabulüyle davacının miras payı oranında iptal ve tescile karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir.Davalının temyiz itirazları bu sebeple yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 5.6.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.