MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, TENKİS, SÖZLEŞMENİN İPTALİ, ALACAKTaraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil, tenkis, sözleşmenin iptali, alacak davası sonunda, yerel mahkemece tapu iptali ve tescil, tenkis, sözleşmenin iptali istemlerinin reddine, alacak isteğinin ise kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacılar ve davalı vekilleri tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 16.02.2016 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat ..., davacı ... ile diğer temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR-Asıl dava, ölünceye kadar bakma sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, karşı dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil olmazsa tenkis, tazminat, birleşen dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayanarak ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptali, tapu iptali ve miras payı oranında tescil, tazminat isteklerine ilişkin olup ölünceye kadar bakma sözleşmesine dayalı asıl davanın tefrikine karar verilerek ayrı esasa kaydedilmiştir. Davacılar... ve .. mirasbırakan anneleri ..un erkek evladını kayırmak ve kız çocuklarını mirastan mahrum etmek amacıyla 'daki dava konusu 5974 ada 10 parsel sayılı taşınmazdaki payının tamamı ile Isparta'daki iki adet taşınmazını ölünceye kadar bakma akdi ile davalıya vermeyi vaadettiğini ve 'daki taşınmazı temlik ettiğini, davalının mirasbırakana ait banka hesaplarındaki parayı çektiğini, Isparta'daki taşınmazların kiralarını aldığını ileri sürüp 5974 ada 10 parselin ½ payının tapusunun iptali ile payları oranında adlarına tescilini olmazsa tenkis, banka hesaplarından ve kiralardan payına isabet eden bedelin tahsilini istemişler, yargılama sırasında kira alacağı isteklerine atiye terk etmişlerdir. Birleştirilen davanın davacısı .. aynı gerekçelerle ölünceye kadar bakma sözleşmenin geçersizliğinin tespiti ile iptalini ve davalı adına kayıtlı 10 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescilini, banka hesaplarından ve kiralardan payına isabet eden bedelin tahsilini istemiş, yargılama sırasında kira alacağı isteğini atiye terketmiştir. Davalı ..., sözleşmenin gereğini yerine getirdiğini, mirasbırakanın diğer mirasçılardan mal kaçırma gibi bir amacı olmadığını bildirip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, ölünceye kadar bakma akdinin muvazaalı olmadığı, davalının mirasbırakanın banka hesaplarındaki parayı çektiğinin sabit olduğu gerekçeleriyle, her iki davada da tapu iptali ve tescil, tenkis, sözleşmenin iptali isteklerinin reddine, mirasbırakanın bankadaki hesabından davalı oğlu tarafından çekilen para nedeniyle alacak isteklerinin kısmen kabulüne karar verilmiş, karar taraflarca temyiz edilmiştir. 1937 doğumlu olan mirasbırakan...'un 18.05.2008 tarihinde öldüğü, geride davacı kızları S...i ile davalı oğlu Mehmet Reşat'ın mirasçı olarak kaldıkları, murisin 33. Noterliğinin 09.08.2004 tarihli ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile maliki olduğu ili,.. ilçesindeki 5974 ada 10 parsel sayılı kargir ev vasıflı taşınmazdaki payının tamamı ile Isparta ili, Merkez ilçesindeki 1095 ada 18 parsel sayılı taşınmazdaki 5 no.lu bağımsız bölümü ve 769 ada 5 parsel sayılı kargir dükkan vasıflı taşınmazlarını ölünceye kadar kendisini görüp gözetmek ve beslemek şartıyla davalı oğluna temlik ettiğini bildirdiği, bu taşınmazlardan ilindeki 5974 ada 10 parsel sayılı kargir ev vasıflı taşınmazın 1/2 payı mirasbırakan adına kayıtlı iken 29.07.2005 tarihinde anılan sözleşme gereğince davalı ... adına tescil edildiği, Isparta ilindeki taşınmazların ferağının verilmediği, bunlar dışında muris adına kayıtlı sözleşmeye konu edilmeyen Isparta'da üç parça taşınmazın daha bulunduğu kayden sabittir. Bilindiği üzere, ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, bakım borçlusunun bakım alacaklısını ölünceye kadar bakıp gözetmeyi, bakım alacaklısının da bir malvarlığını veya bazı malvarlığı değerlerini ona devretme borcunu üstlendiği sözleşmedir. (11.01.2011 tarihinde kabul edilen, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 611. maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (BK) 5ll. maddesi). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bakım alacaklısı, bu sözleşmenin kurulmasıyla bakım borçlusunun aile topluluğuna katılmış olur. Bakım borçlusu almış olduğu malların değerine ve bakım alacaklısının daha önceden sahip olduğu sosyal durumuna göre hakkaniyetin gerektirdiği edimleri, bakım alacaklısına ifa etmekle yükümlüdür. Bakım borçlusu, bakım alacaklısına özellikle uygun gıda ve konut sağlamak, hastalığında gerekli özenle bakmak ve onu tedavi ettirmek zorundadır. Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz. Kural olarak bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (BK'nin 18. maddesi). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu hâlde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun l.4.l974 gün ve l/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur. Mirasbırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların gözönünde tutulması gerekir. Ne var ki, somut olayda hükme yeterli araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Hâl böyle olunca, mahkemece yukarıdaki ilke ve esaslar uyarınca araştırma yapılması, murisin temlik tarihindeki tüm malvarlığının eksiksiz saptanması, ondan sonra aynı sözleşme ile davalıya devrettiği .... ilinde bulunan 1095 ada 18 parseldeki 5 no.lu bağımsız bölüm ve 769 ada 5 parsel sayılı taşınmazların yerinde keşif yapılarak değerinin saptanması, yine mirasbırakan üzerinde kalan Isparta'daki 430 ada 28 parseldeki murisin payının karşılığı ile 2515 ada 180 ve 2154 ada 191 parsel sayılı taşınmazların da aynı yöntemle değerlerinin belirlenmesi, sözleşmeye konu her üç taşınmazın tamamı ile temlik dışı taşınmazlar kıyaslanarak yapılan temlikin makul ölçüler içinde kalıp kalmadığının değerlendirilmesi, toplanacak deliller, toplanan delillerle birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Tarafların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 21.12.2015 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden taraflar vekilleri için 1.350.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin karşılıklı olarak alınıp birbirlerine verilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.