Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6421 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 4852 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ: FİNİKE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 25/11/2008NUMARASI: 2007/120-2008/342Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki olduğu 14 ada 25 parsel sayılı taşınmazının teras katını 10.02.2004 başlangıç tarihli kira sözleşmesiyle davalıya kiraladığını, ancak davalının kira akdine aykırı eylemleri nedeniyle sulh hukuk mahkemesine "akdin feshi ve tahliye" istemli dava açtığını, bu davanın kabulü üzerine ve karar temyiz aşamasındayken kira süresi sona erdiğinden davalı tarafından taşınmazın kesin olarak 10.06.2006 tarihinde tahliye edilip, anahtarının teslim edildiğini, bilahare anılan kararın "akdin feshi ile yetinilmesi gerekirken tahliyeye de karar verilmesinin hatalı olduğundan" bahisle bozulduğunu, ama davalının tahliyesi nedeniyle verdiği dilekçe üzerine "konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına" dair verilen kararın kesinleştiğini, ne varki kesinleşmeden önce davalı tarafından taşınmaza kilitleri değiştirilmek suretiyle müdahale edildiğini ileri sürüp, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunmuş, bilahare taşınmazın 05.02.2008 tarihinde boşaltıldığından elatmanın önlenmesi davasının konusunun kalmadığını beyan etmiştir.Davalı, tahliye davasında verilen ilk kararın Yüksek Yargıtay 6. Hukuk Dairesi tarafından bozulduğunu ve kira sözleşmesinin aynı şartlarla 1 yıl daha uzadığını, yasadan ve sözleşmeden doğan hakkı nedeniyle dava konusu taşınmazda kiracı sıfatıyla oturduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin yenilenerek aynı şartlarla devam ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 14 ada 25 parsel sayılı taşınmazın kayden davacıya ait olduğu, davalının taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan, taraflar arasında 10.02.2004 başlangıç tarihli kira sözleşmesi düzenlendiği, ancak davacının akde aykırılık nedeniyle davalı aleyhine sulh hukuk mahkemesinde "kira sözleşmesinin feshi ve tahliye" davası açtığı, anılan mahkemece davanın kabulüne dair verilen ilk kararın Yüksek 6. Hukuk Dairesi tarafından "akdin feshi ile yetinilmesi gerekirken kiralananın tahliyesine de karar verilmesinin hatalı olduğu" gerekçesiyle bozulduğu, bozma sonrası mahkemesince 13.11.2006 tarih ve 301-410 sayılı "ilk karardan sonra kiralananın tahliyesi nedeniyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına" karar verildiği ve bu kararın 08.01.2007 tarihinde kesinleştiği, ne varki, kesinleşme tarihinden önce davalının çekişmeli taşınmaza yeniden girdiği ve bu sebeple de eldeki davanın açıldığı görülmektedir. O halde, kira akdinin feshi ve tahliye davasının yargılaması sırasında çekişmeli taşınmazın tahliye edildiği ve bu husus gözetilmek suretiyle anılan davanın hükme bağlandığı nazara alındığında, taraflar arasında düzenlenen 10.02.2004 başlangıç tarihli kira akdinin yenilendiğinden sözedilemez.Öyleyse, davalının yukarıda belirtilen karardan sonra taşınmazı kullanımının haklı nedene dayandığı kabul edilemez. Hal böyle olunca, çekişmeli taşınmaz yargılama sırasında davacıya teslim edildiğine göre, elatmanın önlenmesi davasının konusu kalmadığından bu istem hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması ve ecrimisil isteğinin de değerlendirilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.06.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.