MAHKEMESİ: ORTACA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 17/06/2003NUMARASI: 2000/80-195Taraflar arasında görülen davada;Davacı, 4.071.000 m2 olarak maliki olduğu ..parsel sayılı taşınmazın yenileme kadastrosu sonucu .ada .parsel olarak adına kaydedildiğini, taşınmazın yüz ölçümünün azaltıldığını, eksilen bu miktarın davalılara ait taşınmazlara kaydığını ileri sürüp,eksik miktarın davalılara ait tapulardan iptali ile eski yüzölçümü ile adına tescili isteğinde bulunmuştur.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla;Tetkik Hakimi .... okundu,düşüncesi alındı.Dosya incelendi,gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR-Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; kadastro sırasında 4.071.000 m2 olarak Hazine adına kayıtlı bulunan taşınmazın, yenileme kadastrosu ile .. ada ..parsel olarak yenilendiğini, ancak yüzölçümün 4.032.388 m2 olarak eksik tespit edildiğini, bu yanlışlığın yenileme sonucu oluşan paftanın gereği gibi uygulanmamasından kaynaklandığını ileri sürerek, yanlışlığın düzeltilmesini istemiştir.Bilindiği üzere; tapulama ve kadastro çalışmaları sırasında taşınmazların hukuksal ve geometrik durumlarını tesbit eden görevlilerin, ölçü hesaplama ve çizimlerde hata yaptıkları, kadastral kroki ve paftaların her zaman mülkiyet durumunu doğru olarak yansıtmadığı uygulamada bilinen bir gerçektir. Zamanımızda, kadastral ölçü ve hesaplamalarda kullanılan araç, gereç ve cihazların çok gelişmiş olmasına rağmen bu tür hatalara yine rastlanılmaktadır. İşte bu hataların düzeltilmesi zorunluluğu karşısında daha önce bazı yasal düzenlemeler yapılmışsa da; yetersiz kaldığından 25.6.1983 tarihinde 2859 Sayılı Tapulama ve Kadastro paftalarının yenilenmesi hakkındaki yasa yürürlüğe konulmuştur. Söz konusu yasanın 1. maddesinde belirtildiği üzere “teknik nedenlerle yetersiz kalan uygulama niteliğini kaybeden veya eksikliği görülen ve en az bir mevki yada ada biriminde zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği tesbit edilen tapulama ve kadastro paftaları...” yenilenir. Yenilemenin yapılış biçimi uygulanacak teknik yöntemler uygulanması gereken usul ve kurallar ise bu yasanın 6. maddesi hükmü uyarınca çıkarılan yönetmelikte daha detaylı olarak açıklanmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki; yenileme işlemi, önceki kadastro ile saptanan mülkiyet ve geometrik durumu yok sayan veya tamamen hükümsüz kılan yeni bir kadastro çalışması değil mümkün olduğu ölçüde aslına sadık kalınarak onun eksikliklerini tamamlayan sınırlarında ve yüzölçümlerinde görülen yanlışlıkları “orantı” ve “dengeleme” kurallarına göre düzelten önceki kadastroya ek bir işlemdir. Bunun doğal sonucu olarak yözölçümünde ve sınırlarında herhangi bir yanlışlık ve eksiklik bulunmayan parseller yenileme dışı bırakılır, üzerinde hiçbir değişiklik yapılamaz. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde inceleme ve uygulama yapılarak Hazineye ait çap kaydının ....Sayılı Tapulama ve Kadastro Paftalarının Yenilenmesi Hakkındaki Kanuna göre bir değişikliğe uğrayıp uğramadığı, uğramış ise bu değişikliğin (iddiaya göre Hazine parselindeki azalmanın) sınırlardaki değişiklikten mi meydana geldiğinin belirlenmesi sınırlarda değişiklik mevcut ise, tapulama haritaları ile yenileme haritalarının çakıştırılıp uygulanması, bu uygulamada, özellikle parsel köşelerinin hesaplanacak koordinatlarına göre tersim edilmesi, sınırların tesbit edilememesi halinde sabit noktalardan (sınırlardan) yararlanılması, tüm bulguların arz üzerinde işaretlenip rapor edilmesi ve gerekçelerinin gösterilmesi suretiyle varılacak sonuç çerçevesinde hüküm kurulması gerekirken, yazılı olduğu üzere noksan soruşturmaya dayalı olarak karar verilmesi doğru değildir. Davacının, temyiz itirazları yerindedir, kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 4.6.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.