MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 24.05.2016 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat ...geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR-Dava, bağımsız bölüm vasıflı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.Davacı, maliki olduğu 220 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki 15 numaralı bağımsız bölüme davalının haksız olarak kullanmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir.Davalı, açılmış bulunan tapu iptal ve tescil davasının sonucunun beklenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; çekişme konusu taşınmaza davalının haklı ve geçerli neden bulunmaksızın müdahale ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Bilindiği üzere; 6100 Sayılı HMK’nun 147/1. maddesinde “Taraflar, ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra tahkikat için duruşmaya davet edilir” hükmüne yer verilmiş, öte yandan aynı yasanın 186. maddesinde “Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir. Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir”düzenlemesi yer almıştır. Asıl olan tarafların huzurunda yargılamanın yürütülmesi olmakla birlikte, hukuk mahkemelerinde, taraflar yargılamaya katılmasalar bile mutlaka duruşmadan haberdar edilmelidirler. Somut olaya gelince; 21.03.2013 tarihli davacı vekili ile davalının katıldığı celsede duruşmanın 25.04.2013 günü saat 13.00’a bırakılmasına karar verildiği, ne var ki aynı zamanda karar celsesi de olan 25.04.2013 tarihli duruşmanın davalının yokluğunda ve talik edilen saatten önce 11.40’da yapıldığı anlaşılmaktadır. Bunun sonucu olarak davalının eldeki davada savunma hakkının kısıtlandığı ortadadır.Hâl böyle olunca, anılan yasal düzenlemeler gözetilerek usulü hükümler yerine getirilmek ve ondan sonra hüküm oluşturulmak üzere karar bozulmalıdır. Davalının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 Sayılı HMK’nun geçici 3.maddesi yollamasıyla) 1086 Sayılı HUMK’nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 21.12.2015 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.350.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.