Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6385 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 12632 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : ECRİMİSİL, TAZMİNATTaraflar arasında birleştirilerek görülen ecrimisil, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece ecrimisil isteğinin reddine, tazminat isteğinin kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 24.05.2016 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden ... ve vekili Avukat ... ile diğer temyiz eden vekili ... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR-Asıl dava ecrimisil, birleşen dava tazminat isteğine ilişkindir.Davacı asıl davada, taraflar arasında düzenlenen 20.10.2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesi kapsamı dışında kalan ve davacının mülkiyetinde olan kısmın davalı tarafından 20.10.2010 ila 01.12.2011 tarihleri arasında haksız olarak işgal edildiğini ileri sürerek anılan döneme ilişkin ecrimisile karar verilmesini istemiş, birleşen davada davalının taşınmaza beton dökmek, kolon filizlerini kesmek ve moloz bırakmak gibi eylemleri ile verdiği zarar nedeniyle tazminata karar verilmesini istemiştir.Davalı, iddiaların doğru olmadığını, ecrimisil ve tazminat koşulları bulunmadığını, tahliyeden sonra dava açılmasının iyiniyetli olmadığını ve iddiaların dinlenemeyeceğini belirterek davaların reddini savunmuştur.Mahkemece; koşulları oluşmadığı gerekçesiyle ecrimisil isteğinin reddine, taşınmaza verilen zarar nedeniyle tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 428 ada 8 parsel sayılı taşınmazın davacı ve dava dışı belediye adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, yargılama sırasında yapılan imar uygulaması ile 428 ada 18 parsel sayılı taşınmazın davacı adına tescil edildiği, davacının asıl davada kira sözleşmesi kapsamı dışında kaldığını iddia ettiği bölüm yönünden ecrimisil, birleşen davada ise taşınmaza verilen zarar nedeniyle tazminata talebiyle dava açtığı anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere; Anayasanın 141. maddesi hükmü gereği bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması zorunludur. 6100 sayılı HMK'nun 297/1-c (1086 s. HUMK'nın 388/3.) maddesinde hükmün; tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri içermesi gerektiği; aynı maddedin 2. fıkrasında (1086 s. HUMK'nın 388/son) ise hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu ifade edilmiştir .Yine aynı kanunun 298/2. (1086 s. HUMK'nın 388/son) maddesinde gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı belirtilmiştir.Öte yandan; davalar birleştirilmiş olsa da, ayrı dava olma özelliklerini kaybetmeyecekleri kuşkusuzdur.Somut olaya gelince, mahkemece oluşturulan gerekçeli karar ve hükmün açıklanan ilkelere uygun olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur. Şöyle ki; asıl ve birleşen davalar bakımından ayrı ayrı hüküm kurulmamış, kararın gerekçe bölümünde ecrimisil yönünden bilirkişi raporuna atıfta bulunularak, davanın kısmen kabulüne karar verildiği belirtildiği hâlde, hüküm bölümünde ecrimisil isteği reddedilerek ecrimisil talebi yönünden gerekçe ile hüküm arasında çelişkili ifadelere yer verilmiştir. Hâl böyle olunca; asıl ve birleşen davalar yönünden, davalar birleştirilmiş olsa da ayrı dava olma özelliklerini koruyacağı ve yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda ayrı ayrı hüküm kurulmak ve gerekçeli karar oluşturulmak üzere karar bozulmalıdır. Tarafların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı HMK’nun geçici 3.maddesi yollamasıyla) 1086 sayılı HUMK’nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 21.12.2015 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edenler vekilleri için 1.350.00.'şer-TL. duruşma vekâlet ücretinin karşılıklı olarak alınıp verilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.