Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6363 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 2862 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 15. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 04/10/2012NUMARASI: 2010/711-2012/536Yanlar arasında görülen tapu tashihi davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı Hazine vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, tapuda tashih, tapu iptali ve tescil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu taşınmazın tapuda elbirliği mülkiyet esaslarına göre davacı ile gerçek kişi davalıların murisleri adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.Tapuda tashih istemine ilişkin olarak açılan davanın mahkemece daha önce kabulüne karar verildiği ve temyiz yoluna başvurulması üzerine verilen kararın Dairemizin 05/04/2010 tarihli ve 2010/2430-3830 sayılı ilamı ile “öncelikle davacı tarafın tescil isteği bakımından da dava açması için olanak tanınması, açıldığı takdirde eldeki dava ile birleştirilmesi, bu gerek ifa edildikten sonra, sicilin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu gözetilerek, iptal edilecek payın tüm ortakların hakkını ilgilendireceğinden tüm ortakların olurlarının alınması ya da miras şirketine M.K.nun 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, anılan hususlar gözardı edilerek karar verilmiş olması doğru değildir” gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyulmuştur.Ne varki; mahkemece bozma ilamının gereğinin eksiksiz olarak yerine getirildiğini söyleyebilme olanağı yoktur.Bilindiği üzere, bozmaya uyulmuş olmakla bozma gereklerinin aynen yerine getirilmesi zorunlu olup, bu durum usuli kazanılmış hakkın bir gereğidir.Somut olayda, önce tapu iptal sonra tescile ilişkin olarak dava açıldığı ve dava dosyalarının birleştirilmesine karar verildiği, ancak Türk Medeni Kanunu 640. maddesi uyarınca sicilin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu gözetilerek, iptal edilecek payın tüm ortakların hakkını ilgilendireceğinden tüm ortakların olurlarının alınması ya da miras şirketine M.K.nun 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, anılan hususlar gözardı edilerek, mirasçıların davalı olarak gösterilmesi ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması yerinde değildir.Hal böyle olunca, Dairenin bir önceki bozma kararında değinilen ilkeler çerçevesinde sicilin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu gözetilerek, iptal edilecek payın tüm ortakların hakkını ilgilendireceğinden tüm ortakların olurlarının alınması ya da miras şirketine M.K.nun 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi suretiyle, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru değildir. Davalı Maliye Hazinesi'nin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 29.4.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.