Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6363 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 2831 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ : SAMSUN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,TARİHİ : 06/11/2007NUMARASI : 2006/145-2007/446Taraflar arasında görülen davada;Davacı, dava konusu 190 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davacının kök miras bırakanı F. hanım’ın eşi B. T. katibi M..B.’e Kafkasya’daki yerlerini karşılığı olarak devlet tarafından verildiğini,F.nın babasının yüzgörümlüğü olarak taşınmazı 1893’te F. hanım üzerine geçirdiğini,F.’nın 1922 de vefat ettiğini, F.nın mirasının gerçeğe aykırı veraset ilamı ile ketm edilerek mirasçı olmayan kişilere intikal ettirildiğini, intikale esas olan veraset ilamının bulunamadığını ileri sürüp tapu iptal tescil olmadığı takdirde usulsüz veraset ilamı verilmesi nedeniyle Adalet Bakanlığından, usulsüz veraset ilamı ile tapuda intikal yapıldığından Tapu Sicil Müdürlüğünden 3.000.000.000 TL maddi, 2.000.000.000 TL manevi olmak üzere toplam 5.000.000.000 TL tazminatın yasal faizi ile tahsisli isteklerinde bulunmuştur.Bir kısım davalılar, kesin hüküm hak düşürücü süre ve zamanaşımı nedeni ile davanın reddini savunmuşlar, davalı Adalet Bakanlığı tazminat talebinin kararı veren hakimden talep edilebileceğini, devlet aleyhine dava açılamayacağını belirtmiş, Tapu Sicil Müdürlüğü ise mahkeme kararına dayalı olarak intikal işlemi yapıldığını öne sürerek davanın reddini talep etmişlerdir.Mahkemece, 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolması nedeni ile ve diğer talepler yönünden ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 2.6.2009 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat B.Ö.k, Av.F.G.ile temyiz edilen vekili Avukat Y. Z.Ç.ile temyiz edilen N. M. vs.vekili Av.R.E. Hazine vekili Av.H. G .geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: Dava tapu iptal,tescil olmadığı takdirde maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre daha önce aynı taşınmaz için diğer bir mirasçının aynı hukuki sebebe dayalı olarak açmış olduğu davanın reddine karar verildiği,derecattan geçmek suretiyle kesinleştiği ayrıca, yargılamanın yenilenmesi isteğinin de reddine karar verildiği mahkemece belirlenmek ve bu olgu benimsenerek davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Bu yöne değinen davacının temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine.Ancak, manevi tazminat isteği bakımından davanın reddi konusunda karar altına alınan avukatlık ücretinde bir hata bulunmamakla beraber maddi tazminat isteği bakımından hüküm altına alınan davada avukatla temsil edilen davalılar yararına tayin edilen avukatlık ücretinin doğru olduğu söylenemez.Hemen belirtilmelidir ki, dava dilekçesinin içeriği ve iddianın niteliğine göre harca esas dava değerinin Harçlar Yasasının 16. md. hükmü uyarınca keşfen belirlenen değer olacağı ve bunun üzerinden harç ikmalinin yapılması gerekeceği ve ayrıca avukatlık ücretinin de keşfen belirlenen değer gözetilmek suretiyle hüküm altına alınması gerekeceği de tartışmasızdır.Somut olayda, davacı maddi tazminatı 3.000.000.000 YTL, manevi tazminatı da 2.000.000.000 YTL olarak dilekçede göstermiş ve mahkemece bu rakamlar esas alınmak suretiyle davalılar yararına avukatlık ücreti takdir ve tayin edilmiştir.Oysa, çekişmeye konu edilen tapusu iptali istenen 190 ada 1 parsel sayılı taşınmaz olup iptal olmadığı takdirde tazminat isteği devreye gireceğinden öncelikle anılan taşınmazın değerinin keşfen belirlenmesi kamu düzeniyle ilgili olması nedeniyle 492 Sayılı Harçlar Yasasının 30 ve 32.maddeleri hükümlerinde gözetilmesi zorunludur.Nevar ki mahkemece yasal bu düzenlemenin gözardı edilmesi doğru olmadığı gibi değinilen şekilde bir belirleme yapılmaksızın dilekçede gösterilen değere itibar edilerek avukatlık ücreti takdir ve tayin edilmek suretiyle neticeye gidilmesininde doğru olduğu söylenemez.Öyle ise davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedene hasren HUMK’nun 428. md. gereğince BOZULMASINA,19.12.2008 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekilleri için 625.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenlerden alınmasına alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 2.6.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.