MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen tapu iptal tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar ve asli müdahale isteminde bulunanlar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, tapu iptal tescil istemine ilişkindir.Davacılar, çekişme konusu 11 ada 6 parsel sayılı taşınmazın ½ payının maliki .. hakkında gaiplik kararı verilerek kayyım atandığını, 10 yıllık süre sonunda taşınmazın adına tesciline karar verildiğini, tapu kayıt malikinin, mirasbırakanları 1880 doğumlu... olduğunu ileri sürerek, tapunun iptali ile ½ payın miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir. Asli müdahale talep edenler, çekişme konusu taşınmazdaki kayıt malikinin mirasbırakanları ...’den olma... olduğunu, davacıların taşınmazda hakları olmadığını ileri sürerek davacıların davasının reddi ile mirasbırakanları adına tescili istemişlerdir.Davalı , çekişme konusu taşınmazın tamamı ... adlarına kayıtlı iken bu kişilerin tanınmadığı ve sağ olup olmadıklarının bilinmemesi üzerine 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2000/1129 Esas, 2001/322 Karar sayılı ilamı ile Defterdarı’nın kayyım atandığını, 10 yıllık kayyımla idare süresi dolduktan sonra TMK 588.maddesi uyarınca 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/627 Esas, 2012/438 Karar sayılı ilamı ile tapu kaydının iptali ile adına tescile karar verildiğini, kararın 03/01/2013 tarihinde kesinleştiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddianın ispat edilemediği gerekçesiyle davanın ve asli müdahale istemlerinin reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, çekişme konusu 11 ada 6 parsel sayılı taşınmazda kayıt maliki olan... ile davacıların mirasbırakanının aynı kişi olmadığı saptanarak davanın reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacıların temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine. Bilindiği üzere, önceden açılan bir davada dava konusu şey üzerinde davanın tarafları dışında müstakil hak iddia eden kişinin durumu asli müdahaledir. Bu durumda asli müdahilin ilk davanın açıldığı mahkemede ayrı bir dava açabileceği gibi aynı dosyaya müdahil olmak suretiyle de talepte bulunabileceği, bunun için de ayrı bir harç ödemesi, açtığı bu davada hak talep etmiş olduğu tarafları da açıkça göstermesi ve onlara karşı husumet yöneltmesi zorunludur. Her ne kadar, 1086 sayılı Yasada bu konuda bir yasal düzenleme bulunmuyor ise de, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Yasanın 65. maddesinde "Bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişi, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabilir" düzenlemesi ile asli müdahale hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, asli müdahale talebinde bulunanlardan harç alınmadığı gibi, müdahale talep dilekçeleri taraflara tebliğ edilmemiş, müdahale talep edenlerin delilleri toplanarak esas hakkında inceleme yapılmaksızın hüküm tesis edilmiştir. Hâl böyle olunca, müdahale dilekçelerinin harçlandırılması, taraf teşkilinin sağlanması, bildirilen tüm deliller toplanarak iddialar yönünden işin esasının incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Asli müdahale isteminde bulunanların temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.