Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6345 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 5518 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: MANAVGAT 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,TARİHİ: 26/11/2009NUMARASI: 2003/108-2009/627Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, tapuda miras bırakanları N.adına kayıtlı 433 parsel sayılı taşınmaza davalının taşkın yapılanmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürüp, elatmanın önlenmesine ve taşkın yapıların yıkımına karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, dava konusu taşınmaza bir müdahalesi olmadığını, kendi taşınmazına iyiniyetle yapılandığını, taşkın bölüm var ise bedelini ödemeye hazır olduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, çekişme konusu taşınmaza davalının taşkın yapılanmak suretiyle müdahale ettiği, dosya kapsamı ile taşkın yapılar için davalının tescil talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi,...raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 433 parsel sayılı taşınmazın kayden davacılar murisi N. S. adına kayıtlı olduğu, davalının anılan taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı olmadığı, komşu 434 parselin ise davalı ve dava dışı şahıs adına paylı mülkiyet üzere olduğu anlaşılmaktadır.Mahkemece, yapılan inceleme ve araştırma sonucunda 434 parsel sayılı taşınmazdan davacılar murisine ait taşınmaza taşkın bina ve bahçe yapmak suretiyle müdahale edildiği görülmektedir. Ancak, 434 parsel sayılı taşınmazın davalı dışında başka maliki olduğu da kayden sabittir.Bilindiği gibi, yıkım istekli davalarda yıkılması istenilen ve mütemmim cüz niteliğini taşıyan binanın yer aldığı taşınmaz malikleri arasında mecburi dava arkadaşlığı söz konusu olduğundan tümünün davada yer almasında zorunluluk vardır. Aksi halde, malikleri bakımından bölünme olanağı olmayan yıkım isteğinin yerine getirilmesine yasal olanak yoktur.Hal böyle olunca, öncelikle taşkın yapının yer aldığı 434 parsel sayılı taşınmazın diğer paydaşının davada yer almasının sağlanması, ondan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi kabule göre de, hüküm yerinde parsel numaraları karıştırılarak yazılı biçimde hüküm tesisi de isabetsizdir.Davalının, bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.6.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.