MAHKEMESİ : AKSARAY 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 27/12/2011NUMARASI : 2009/378-2011/520Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece konusu kalmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, sahtecilik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, konusu kalmadığı gerekçesiyle hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.Oysa dava o tarihindeki kayıt maliki M.Ö. aleyhine açılmış, yargılama sırasında Z. A.(Ö.)'ın M.aleyhine açtığı Aksaray 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/390 esas sayılı davası 26.02.2009 tarih, 2009/46 sayılı karar ile kabul edilmiş; bunun sonucu olarak da, çekişmeli taşınmaz dava dışı Z. adına tescil edilmiştir.Bilindiği üzere, dava açıldıktan sonra da sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbesdisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanında doğal bir sonucudur. Usul Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş, 1086 sayılı HUMK.'nun l86. ve 6100 sayılı Yasanın 125. maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usulü işlemler düzenlenmiştir. 186.madde hükmüne göre iki taraftan biri dava konusunu (müddeabihi) bir başkasına temlik ettiği takdirde diğer taraf seçim hakkını kullanmakta dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltmekte, dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebilmektedir. Ancak; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Yasasının 125.maddesi, 1086 sayılı Yasanın 186.maddesinden farklı olarak, dava konusunun davacı tarafından üçüncü kişiye devredilmesi halinde devralan kişinin hukuk gereği davacı sıfatı ve buna bağlı olarak dava takip yetkisi kazanacağı ve davanın yeni davacı vasıtasıyla süreceği esasını getirmiştir.Anılan usul kurallarının kendiliğinden(re'sen) gözetilmesi gerektiği açıktır.Hal böyle olunca, mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda işlem yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenler yönünden (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.