Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6341 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 3711 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ: DATÇA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,TARİHİ: 27/03/2008NUMARASI: 2007/102-2008/71Taraflar arasında görülen davada;Davacılar....ada ..parsel sayılı taşınmazda ....nolu bağımsız bölümlerin maliki olduklarını, komşu parsel maliki olan davalının bahçe duvarına toprak dolgu dayaması neticesinde duvarının çatladığını, su kuyusuna yakın şekilde davalının foseptik çukuru açtığını, yaptığı garaj saçağından akan suların da bahçe duvarlarının demirlerini çürüttüğünü, yola da tecavüzde bulunduğu ileri sürerek elatmanın önlenmesi, yıkım ve eski hale getirilme isteğinde bulunmuştur.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, elatmanın önlenmesi isteğinin reddine, garaj çatısından davalı tarafından oluklar monte edilerek yağmur suları ile oluşan saçak sularının davacının taşınmazına akmasının önlenmesine karar verilmiştir.Karar, davacılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakim 'nun raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi; komşu luk hukukundan doğan zararın giderilmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddi ile davalıya ait garaj çatısında oluklar monte edilerek yağmur suları ile oluşan saçak sularının davacının taşınmazına akmasının önlenmesine dair kurulan hükümde bir isabetsizlik yoktur. Öyleyse davacıların öteki temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine.Ne varki , davacının kayden maliki olduğu ... parsel sayılı taşınmazdaki .. ile .. nolu bağımsız bölümlerine (komşu parsel maliki davalı tarafından yapılan garaj saçağından) yağmur sularının aktığı. Akan suların davacının taşınmazına komşuluk hukuku açısından zarar verdiği anlaşıldığına ve saçak oluk yapıldığı takdirde sorunun çözüleceğinin keşfen saptandığına ve bu hususu da mahkemesinin kabulünde olduğuna göre, mahkemece davalı tarafından saçak oluklar yapılmak suretiyle suların davacı taşınmazına akmasının önlenmesine şeklinde karar verilmesine karşın, bu yönde davanın reddine de denilmek suretiyle çelişkili hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Öte yandan, davacının su kuyusuna sızdığı iddia edilen davalı tarafından yapılan foseptik çukurunun genel kanalizasyon hattına bağlandığı bildirilmiş ise de, mahkemece bu husus keşfen belirlenmemiş, foseptik çukurunun davacıya ne gibi zarar verdiği, zarar veriyor ise hangi önlem ya da önlemlerle zararın giderillebileceği araştırılmamış ve tartışılmamıştır.Diğer taraftan, davalı tarafından yapılan çevri duvarının yola tecavüzlü olduğu, davacının da bu yola cepheli taşınmazının bulunduğu sabittir.Bu durumda davacının anılan yoldan yararlanma hakkı olduğu halde bu hakkına müdahalenin bulunulduğunun gözetilmemesi de isabetsizdir.Hal böyle olunca, davacıların bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 1.6.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.