MAHKEMESİ : SİNCAN 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 16/10/2012NUMARASI : 2011/4-2012/278Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi. raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, inanç sözleşmesi hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kanıtlanamadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 269 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki davacıya ait 13 numaralı bağımsız bölümün 01.09.2003 tarihli akitle üzerindeki haciz şerhiyle yükümlü olarak davalı R.E.'e satış suretiyle temlik edildiği anlaşılmaktadır.Davacı aleyhine girişilen icra takibinde içinde oturduğu konutu olan taşınmazın satış aşamasına gelmesi nedeniyle davalının icra dosyasındaki borcunu ödemesi karşılığında teminat amacıyla yapıldığını, ancak aradaki anlaşma uyarınca ödediği parayı aylık % 10 faizi ile davalıya ödemesine karşın taşınmazın iade edilmediğini ileri sürerek, eldeki davayı açmıştır.Dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre taraflar arasındaki çekişme inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, davacı tarafından iddiasını kanıtlayacak şekilde 05.02.1947 tarih 20/6 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında belirtilen biçimde taraflar arasında düzenlenmiş bir yazılı belge ibraz edilmediği anlaşılmaktadır.Ne var ki, dosya arasında bulunan ve davacının katılan sıfatı ile yer aldığı Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesinin 2005/1134 E.- 2008/1088 K. sayılı dava dosyasında eldeki davaya konu olay nedeniyle davacının dava dışı R.A.a olan borcu nedeniyle hakkında başlatılan icra takibinde hacizli olan konutunun satış aşamasına gelmesi nedeniyle yaptığı araştırma sonucunda borç para verdiğini öğrendiği davalıdan aylık % 10 faiz ile 6.000,00 YTL para aldığı, bunun karşılığında çekişmeli taşınmazını satış suretiyle davalıya temlik ettiği, iki ay kadar sonra sanığa aldığı parayı ödemesine karşın R.E.'in konutun devrini sağlamadığı ve sistemli bir şekilde borç para vermek suretiyle tefecilik suçunu işlediği gerekçesiyle bu suçtan dolayı mahkumiyetine karar verildiği, ancak hükmün temyizi üzerine öngörülen zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle anılan kararın bozulduğu ve nihai olarak kamu davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.Her ne kadar, kamu davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar verilmiş ise de anılan karar ve dosya içeriği tarafların tapuda yapılan işlemdeki iradelerinin belirlenmesi bakımından güçlü delil niteliğindedir. Eldeki davada dinlenilen davacı tanıkları da ceza mahkemesi kararında belirtildiği gibi davacının aldığı parayı faizi ile birlikte davalıya iade ettiğini beyan etmişlerdir. O halde, anılan ceza mahkeme kararında tespit edilen maddi olgu gözönünde bulundurularak, tarafların tapuda yapılan işlemdeki iradelerinin belirlenmesi bakımından diğer delillerle birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.