Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6319 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 5039 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ: GÖLBAŞI(ANKARA) ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 12/02/2009NUMARASI: 2008/610-2009/75Taraflar arasında görülen davada;Davacı, dava dilekçesine ekli krokide TH 1 ile gösterilen ve devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yer niteliği taşıyan tescil harici bırakılan taşınmazın 3402 Sayılı Yasanın 18 maddesi uyarınca Hazine adına tescili koşullarının oluştuğunu ileri sürerek, Hazine adına tescil isteğinde bulunmuştur.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, dava konusu taşınmazın 3402 Sayılı Yasanın 18 maddesinde belirtilen ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davacı Hazine vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, 3402 Sayılı Yasanın 18.maddesi uyarınca tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Bilindiği üzere; Hazine arzın doğal sahibi olup, lehine zilyetlik koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin önemi yoktur.Ancak, nitelik itibarıyle tescile tabi olmayan taşınmazlar ve özel mülk olabilecek taşınmazlar bakımından bir araştırma yapılması zorunludur. Öte yandan 3402 Sayılı Yasanın 18.maddesi, özel mülk niteliği taşıyan yada ilerde bu niteliği kazanabilecek taşınmazlar ile ekonomik yarar sağlanabilecek taşınmazların Hazine adına tescilini olanaklı kılmıştır. Belirtilen yasa hükmü karşısında Hazine adına tescil isteklerinde Türk Medeni Kanununun 713 (eski 639) maddesinin uygulama yeri yoktur.Somut olaya gelince; 3402 Sayılı Yasanın 18.maddesindeki koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği yönünde hükme yeterli bir araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.Şöyle ki, öncelikle taşınmazın hangi tarihte, hangi nedenle tespit dışı bırakıldığı araştırılmamış, komşu parsellere ait tespit tutanakları ve dayanağı belgeler getirtilip denetleme yapılmamış, ziraatçi bilirkişinin "toprak etütleri standatlarına göre 8.sınıf arazi olduğu bunlardan ilk dördünün toprak işlemesine elverişli geri kalan dördünün ise elverişli olmadığı çekişmeli taşınmaz 6.sınıf tarım arazisi niteliği taşıdığından tarım yapılamıyacağı ancak köy yerleşim yerine bitişik olduğundan ve yapılaşabileceğinden ekonomik yarar sağlanabileceği biçimindeki soyut içerikli raporuna itibar edilerek sonuca gidilmiştir.Hal böyle olunca, çekişmeli taşınmazın hangi tarihte hangi nedenle tespit dışı bırakıldığının araştırılması, konunun uzmanı bilirkişi kurulu aracılığı ile yerinde yeniden keşif yapılarak taşınmazın niteliğinin duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanması, 3402 Sayılı Yasanın 16/C maddesi ile 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Yasası ile bu yasayı değiştiren 5578 ve 5557 Sayılı Yasaların gözetilmesi ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 1.6.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.