MAHKEMESİ : ÇİVRİL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/06/2013NUMARASI : 2012/519-2013/384Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı ve davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi. raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR- Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir. Mahkemece; taraflar arasında yapılan 15.06.2011 tarihli protokolde çekişmeli taşınmazın kullanımına ilişkin düzenleme bulunmadığı, davacının 397 parseli Çivril Satış Memurluğunun 2010/16 sayılı satış dosyasında yapılan cebri satış yoluyla 10.06.2011 tarihinde temellük ettiği, krokide C ve G ile işaretlenen yapıların davalı tarafından, diğer yapıların ise tarafların babası tarafından inşa edildikleri, G ile işaretlenen yerin asgari levazım değeri olan 3.393,60TL'nin davacı tarafından mahkeme kasasına depo edildiği, C ile işaretlenen 4 katlı yapının ise yıkımının fahiş zarar doğuracağı, davalının kayden davacıya ait çaplı taşınmazı haklı ve geçerli bir neden olmaksızın kullandığının keşfen sabit olduğu gerekçesiyle elatmanın önlenmesine, inşaat bilirkişi raporunda E, F, G, H ve J harfleriyle işaretlenen yapıların yıkılmasına, C ile işaretlenen yapıya ilişkin yıkım isteğinin reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 397 parsel sayılı 725m2 yüzölçümlü avlulu kerpiç ev ve ahır cinsli taşınmazın 01.10.2011 tarihinde satış yoluyla A.. A.. adına, 398 parsel sayılı 750m2 yüzölçümlü taşınmazın ise 12.03.1998 tarihinde satış yoluyla H.. A.. adına tescil edildikleri, davalı tarafından 1995 yılında inşaa edilen C ile işaretlenen 4 katlı binanın 52m2 yüzölçümlü kesiminin davacıya ait 397 parsele taşkın olduğu, diğer yapıların ise tamamının davacı parselinde kaldığı, G ile işaretlenen yapıyı davalının 2001 yılında yaptığı, E, F, H ve J harfleriyle işaretlenen yapıları ise tarafların babasının çok önceden inşa ettiği, anılan tüm yapıların davalının kullanımında bulunduğu, davacı tarafından açılan ortaklığın giderilmesi davası sonucu 397 parsel sayılı taşınmazın satışına karar verildiği, Çivril Satış Memurluğunun 2010/16 sayılı dosyasında yapılan cebri satış yoluyla taşınmazın üzerinde bulunan yapılarla birlikte halihazır durumuyla davacı tarafından satın alındığı, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı anlaşılmaktadır.Her ne kadar cebri satıştan, bir başka ifade ile davacı taşınmazı kayden edindikten sonra taşınmazın kullanılması bakımından taraflar anlaşmışlarsa da, dava açılmakla bu anlaşmadan vazgeçildiğine göre mülkiyet hakkına üstünlük tanımak suretiyle elatmanın önlenmesi isteğinin kabul edilmiş olması doğrudur.Ancak bilindiği ve TMK'nun 722.maddesinde ifade edildiği üzere taşınmaz üzerindeki yapılar arzın mütemmim cüzüdür (tamamlayıcı parçası).Somut olayda davacı 397 parsel sayılı taşınmazı üzerindeki binalarla birlikte cebri icradan satın almış olup, binaların bedeli de ödendiğine göre artık yapılar davacıya aittir. Bu durumda yıkım konusunda davalının sorumlu tutulamıyacağı gibi davacı taşınmazını ihaleden satın alırken binaların bedelini de ödediği halde ikinci kez bina bedeli ödemesine karar verilmesi de kabul edilemez.Hal böyle olunca, yıkım isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Davacı ve davalı vekilinin değinilen yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.