MAHKEMESİ: MALATYA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 18/12/2008NUMARASI: 2005/9-2008/542Taraflar arasında görülen davada;Davacı, 13 parsel sayılı taşınmazdaki 12 nolu bağımsız bölümün, kardeşi M.. tarafından sahte nüfus cüzdanı çıkartılmak ve dava dışı C..’e verilen vekaletname ile önce dava dışı H... Y..a, onun tarafından da davalı A. T...a satış suretiyle temlik edildiğini, işlemlerin geçerli olmadığını ileri sürerek, taşınmazın tapusunun iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılardan Ali, taşınmazı iyiniyetle edindiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Davalılardan Tapu Sicil Müdürlüğü vekili, davanın husumet nedeniyle reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece; “…Kayıt maliki A. taşınmazı sicile güvenerek iyiniyetle edindiğini savunmuş, savunma dikkate alınmamıştır.Hal böyle olunca, yukarıdaki ilkeler gözetilerek taraf delillerinin toplanması ve değerlendirilmesi, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davalının iyiniyetli iktisap eden konumunda olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi D raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, sahtecilik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak önceden verilen karar, Dairece; "son kayıt malikinin iyiniyetli olup olmadığının" araştırılması gereğine değinilerek bozulmuş, bozmadan sonra bu kez davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillere göre; sahtecilik olgusunun sabit olması ve olayın işleyişinde Tapu Sicil Müdürlüğü'nün bir sorumluluğu bulunmaması nedeniyle Hazine aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalıya yapılan temlike gelince; davacının kardeşi dava dışı M..'nın sahte nüfus cüzdanı temin etmek suretiyle C..adlı kişiye 19.06.2001 tarihinde dava konusu 12 nolu bağımsız bölümün satışı yetkisini içeren vekaletname verdiği, C..'in bu vekaletnameyi kullanarak 22.06.2001 tarihinde dava dışı H..ye taşınmazı temlik ettiği, onun da 19.07.2001 tarihinde davalı A.ye keza satış göstererek devrettiği, sahtecilik olgusunun Malatya Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2001/314 Esas, 2002/12 Karar sayılı ceza dosyasında belirlendiği ve M..nın mahkum olduğu, tanık anlatımlarına göre M..., H..ve A...'nin birlikte hareket eden, samimi ilişkiler içerisinde bulunan kişiler oldukları, davalı A..nin kulüp tarzında kıraathane çalıştırdığı, H..ve M....nın ise sıklıkla burada görüldükleri anlaşılmaktadır. Çekişmeli bağımsız bölümün kısa süreli aralıklarla el değiştirmiş olması, davalı A.'nin M..ve özellikle önceki malik H.ile olan yakınlığı ve ilişkileri, taşınmazın temlik sırasında akit tablosunda gösterilen değerleri ile uzman bilirkişi tarafından saptanan değeri arasındaki açık ve aşırı fark bulunması, yukarıda özetlenen olgular ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; davalı Ali'nin, TMK'nun 1024. maddesi anlamında ayni hakkın yolsuz olarak tescil edilmiş olduğunu bilmesi gereken üçüncü kişi konumunda olduğu, bu nedenle TMK'nun 1023. maddesinde sözü edilen iyiniyet kuralından yararlanamayacağı sonucuna varılmaktadır. Davalı tarafça dosyaya ibraz edilen 22.06.2001 ve 19.06.2001 tarihli harici satış protokolü başlıklı belgelerin, resmi olarak düzenlenmemiş olmaları nedeniyle her zaman temin edilmeleri mümkündür. Esasen tapuda kayıtlı taşınmazın harici satışının geçersiz olması nedeniyle de, bu belgelere itibar edilmesi mümkün değildir. Ayrıca, davalının alım gücüne sahip olmasının iyi niyetli olup olmaması ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Hal böyle olunca; davalı A..aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle reddedilmesi doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01.06.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.