Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6296 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 4737 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ : ÜSKÜDAR 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,TARİHİ : 04/03/2010NUMARASI : 2009/570-2010/68Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu bağımsız bölümün bulunduğu bina ile davalıya ait dairenin bulunduğu binanın arasındaki boşluğa davalının plan ve projesine ve yasaya aykırı olarak taşkın inşaat şeklinde yapı yaparak genişletip kapalı yer kazandığını, genişletme nedeniyle yapılan duvarın binasına dayandığını, bu durumun kendisini çok rahatsız ettiğini, zarar verdiğini ileri sürüp, elatmanın önlenmesi, yıkım ve eski hale getirilmesini istemiştir. Davalı, dava konusu apartmanın tüm bağımsız bölüm maliklerinin davaya dahil edilmesi gerektiğini bildirip, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, husumetin doğru yöneltilmediği gerekçesiyle davanın husumetten reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi S.. A.'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, çaplı taşınmazdaki bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi, yıkım ve komşuluk hukukundan kaynaklanan zararın giderilmesi isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın husumetten reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 34 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki kat irtifaklı, binadaki 3 no'lu bağımsız bölümün davacıya, bu parsele komşu 41 no'lu taşınmazdaki yine kat mülkiyeti kurulu 2 no'lu bağımsız bölümün ise davalının mirasbırakanı Z.A. Ö.'e ait olduğu ve yargılama sırasında intikal yaptırılarak kayıt malikinin mirasçıları adına sicil kayıtlarının oluştuğu anlaşılmaktadır.Davacı, davalının 41 parsel sayılı taşınmazın kendi cephelerine bakan ve boşluk niteliğindeki bölüme, bağımsız bölümlere eklentiler yapmak suretiyle bitişik nizam yaratacak şekilde yapılanmak suretiyle zarar verdiğini ve çekme mesafesine uyulmadığını ve bu şekilde yapılanma sebebiyle koku ve ses gürültüsü yaratarak rahatsızlık verdiklerini ileri sürmek suretiyle eldeki davayı açmıştır.Mahkemece, keşfen elde edilen bilirkişi raporunda davalının komşu parselde malik olduğu 2 no'lu bağımsız bölümün üzerinde kalan bölümlerin de davacı taşınmazına doğru çıkıntı oluşturacak şekilde genişletme yapılarak yeni eklentilerin meydana getirildiği belirtilmiştir.Gerek anılan bu durum ve gerekse davacı taşınmazı ile buna komşu 41 no'lu parsel arasındaki kalan boşluğun 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasasının 4,16 ve 19. maddeleri hükümleri gereğince ortak yer olduğu ve dava dışı bağımsız bölüm maliklerinin de bu yerlerde mülkiyetten kaynaklanan sebeple hak sahibi bulundukları sabittir.Öyle ise, davada yıkım isteği de bulunduğuna göre dava dışı maliklerin de davada yer almalarının gerekeceği açıktır. O halde, husumette yanılgı değil eksiklik bulunduğu gözetilerek, davacıya, diğer malikler hakkında da dava açma olanağı verilmeli ve dava açıldığı takdirde HUMK'nun 45.maddesi hükmü uyarınca eldeki dava ile birleştirilmesi, ondan sonra tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delillerinin toplanması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması, komşuluk hukukundan kaynaklanan zararın giderilmesi de istenildiğine göre, Türk Medeni Kanununun 737 ve takip eden maddelerinde öngörülen düzenlemeler gözetilerek çevre ve gürültü yönetmeliği hükümleri çerçevesinde içlerinde fen bilirkişi yanında çevre mühendisi ve çevre sağlığından temin edilecek bilirkişilerin de bulunduğu heyet marifetiyle mahallinde HUMK'nun 259.maddesi hükmü uyarınca keşif yapılarak, tanıklar da dinlenmek suretiyle zararın niteliği ve giderim önlemlerini de kapsar şekilde bilirkişilerden temin edilecek raporda gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.