MAHKEMESİ : EREĞLİ (KONYA) 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 07/09/2006NUMARASI : 2004/7-251Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki olduğu ..ada ..parsel sayılı taşınmazdaki evini ölünceye kadar bakma akdiyle davalıya temlik ettiğini, ancak davalının bakım yükümlülüğünü yerine getirmediğini ileri sürüp, tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.Davalı, davacının bakım akdini çekilmez hale getirdiğinden birlikte yaşamaya ara verdiğini, irat bağlanması ile yükümlülüklerini yerine getirmeye devam edebileceğini belirtip, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalının, davacı babasına karşı bakım borcunu yerine getirmediği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .. ... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dava, bakım koşulunun yerine getirilmediğinden bahisle açılan tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının kayden maliki olduğu ..ada ..parsel sayılı taşınmazdaki 1/2 payını, 7.9.1999 tarihinde ve ölünceye kadar bakma akdiyle davalıya temlik ettiği anlaşılmaktadır.Davacı, davalının bakım borucunu yerine getirmediğini ileri sürmüş, davalı ise, davacının kusurlu haraketleri sonucu bakım borcunu yerine getirmesinin olanaksız hale geldiğini savunmuştur.Bilindiği üzere; ölünceye kadar bakıp gözetmek sözleşmesi basitçe taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen, bazı yönleri itibarıyla talih ve tesadüfe, ayrıca şekle bağlı bir sözleşme şeklinde tanımlanabilir. Nitekim, söz konusu sözleşme B.K.nun 511. maddesinde, “kaydı hayat ile bakma mukavelesi, akitlerden birinin diğerine ölünceye kadar bakmak ve onu görüp gözetmek şartıyla bir mamelek yahut bazı malların temlikini iltizam etmesinden ibaret olan bir akit” olarak tarif edilmiştir.Anılan yasanın bu ve devamı maddelerinin açık hükümlerin de belirtildiği gibi ölünceye kadar bakım sözleşmesi ile, bakım alacaklısı sözleşmeye konu olan mamelek veya bazı mallarının mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme, bakım borçlusu da kural olarak bakım alacaklısını kendi ailesi içerisine alıp, ona özenle ölünceye kadar bakıp gözetmek yükümlülüğü altına girer. Hemen belirtmek gerekirki, bakım borçlusunun bakıp gözetmek yükümlülüğü, aksi kararlaştırılmadığı sürece bakım alacaklısını ailesi içerisine alıp, ikametini temin etme yanında, besleme giydirme hastalığında hekime götürüp, gerekli ihtimamı gösterme, manevi yönden her türlü yardım ve desteği sağlama gibi ödevleri de içerisine alır. Kuşkusuz bakım borçlusu yükümlülüklerini yerine getirirken, aldığı malların kıymetine, bakım alacaklısının önceden sahip olduğu içtimai mevkiine ve hakkaniyet kurallarına göre hareket etmek zorundadır. Öte yandan, yükümlülüklerin yerine getirilmemesinin sonuçları BK.nun 5l7. maddesinde açıklanmış sözleşmeden doğan ödevlere aykırılık yüzünden ilişki çekilmez olmuşsa, ya da başka önemli nedenlerle ilişkinin sürdürülmesi aşırı ölçüde güçleşmiş veya olanaksız hale gelmişse taraflardan herbirinin tek yanlı olarak sözleşmeyi fesh etme, verdiği şeyi geri alma hatta karşı tarafın kusurlu olması halinde tazminat isteme hakkı tanınmıştır. O halde, yükümlülüklerini yerine getirmeyen bakım borçlusuna karşı bakım alacaklısı her zaman fesih hakkını kullanabilmekte, fesih geçmişe etkili (makable şamil) olmak üzere sözleşmeyi sona erdirdiğinden verdiği şeyi de geri isteyebilmektedir.Öte yandan, BK.nun 517/son maddesi hükmüne göre; Hakim mukaveleyi feshedecek yerde, iki taraftan birinin talebi ile yahut re’sen artık birlikte yaşamalarına nihayet verip buna mukabil alacaklıya kaydı hayat ile bir irat tahsis edebilir.”Uyuşmazlığın değinilen hüküm (BK.nun 517/son maddesi) uyarınca çözüme bağlanması; bakım yükümlülüğünün bir arada yaşamak suretiyle yerine getirilmesi imkanlarının ortadan kalktığı yada büyük ölçüde sınırlandığı haller için düşünülmelidir. Bunun yanısıra, takdir edilecek irat, yanların özel ve ekonomik durumlarına uygun ve adil olmalıdır.Öyleyse, somut olay yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde bakım borcunu yerine getirilememesi sebebinin davalıdan değil, bizzat davacının kendi davranış ve kusurundan kaynaklandığı dosya kapsamı ile sabittir.O halde, yukarıda açıklanan, ilkeler gözetilmek suretiyle gerekli araştırma ve soruşturmanın yapılarak, davacıya kaydı hayat ile bir irat tahsis edilmesinin düşünülmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu iptal ve tescil yönünden hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.5.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.