MAHKEMESİ: GÖLBAŞI(ANKARA) ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 01/03/2010NUMARASI: 2009/793-2010/119Taraflar arasında görülen davada;Davacı, ikinci eşi ile yaşadığı sorunlar nedeni ile açmış olduğu boşanma davasında aleyhine tazminata hükmedilmesini engellemek ve katkı payı için dava açılmasının önüne geçmek için maliki olduğu kooperatif hissesini anlaşmalı olarak davalıya bedelsiz devrettiğini, eşi ile tekrar anlaştığını ancak davalının taşınmazı iade etmediğini ileri sürerek 1329 ada 1 parseldeki taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı, iddiaların yazılı belge ile kanıtlanamaması gerektiğini belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ileri sürülen taraf muvazaasının yazılı delil ile kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekilince süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi S.Y.’nın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi.Duruşma isteği değerden reddedildi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; kat mülkiyeti kurulu 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan çekişme konusu 1 nolu bağımsız bölümün ferdileşme ile 15.6.2006 tarihinde davalı adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.Davacı, eşi ile aralarının bozulması sebebiyle açılan boşanma davasında boşanmanın fer'i hükümlerinden kurtulmak amacıyla malik olduğu kooperatif payını davalıya devrettiğini ve bu paya karşılık çekişme konusu taşınmazın ferdileşme sonucu sicil kaydının davalı adına tesis edildiğini, anılan taşınmazı geri istemesine rağmen davalının buna yanaşmadığını ileri sürmek suretiyle eldeki davayı açmıştır.Öyleyse, iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçimine göre davacının dayandığı hukuki sebebin taraf muvazaasına ilişkin olduğu sabittir.Bilindiği üzere; muvazaanın varlığını iddia eden taraf veya bunların ardılı (halefi) sıfatı ile hareket eden, başka bir anlatımla sözleşmenin yanlarından birine teb'an dava açan kişi Medeni Kanunun 6. maddesi gereğince bu iddiasını isbat etmek zorundadır. Senede bağlı bir sözleşmeye karşı muvazaa iddiası, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 288 ve 290. maddelerinde belirtildiği üzere ancak yazılı delille kanıtlanabilir. Sözleşme aynı kanunun 293. maddesinde sözü edilen yakın akrabalar arasında yapılmış olsa dahi muvazaanın yazılı delille isbat edilmesi gerekir.Böyle bir sözleşmenin resmi şekilde yapılması halinde dahi olayın özelliği itibariyle adi yazılı delilin yeterli olacağı öğretide ve kararlılık kazanmış içtihatlarda ortaklaşa kabul edilmiştir. İşte bu görüşten hareketle 5.2.l947 tarih 20/6 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararında taraf muvazaası ve takma ad ( namı-müstear) davalarında iddianın ancak yazılı delille kanıtlanabileceği kabul edilmiştir.Somut olaya gelince, davacının iddiasını yazılı bir belge ile kanıtlayamadığı sabittir. Ancak, iddiasını yazılı bir belge ile kanıtlayamayan ispat yükü kendisine düşen tarafın karşı tarafa yemin teklif etme hakkının varlığıda tartışmasızdır. Davacı dilekçesinde diğer delilleri yanında sair deliller demek suretiyle yemin delilinede dayanmıştır.O halde; mahkemece davacıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA,alınan peşin harcın temiyze edene geri verilmesine, 2.6.2010 tarihinde olbirliğiyle karar verildi.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
Bonodaki metne itiraz - Takibin durmasına neden olabilir mi?
Alacaklı vekili tarafından başlatılan bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlu vekilinin borca itirazı üzerine icra mahkemesince takibe konu senet nedeniyle Ağır Ceza Mahkemesindeki yargılama gerekçe gösterilerek HMK 209/1 maddesi uyarınca takibin durdurulmasına kar
HAGB'ye itiraz üzerine hem şekil hem de esastan incelenir
Hakkı olmayan yere tecavüz suçundan sanık S.nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 154/1, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 5 ay hapis ve 80,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına da
eksik harcın yatırılması için önce normal bir süre verilmesi zorunlu olmayıp, mahkemece doğrudan kesin mehil verilebilir. Ne var ki, verilen kesin mehil makul bir süreyi kapsamalıdır.
(...Kadastro sırasında dava konusu 136 ada 2 ve 6 ile 139 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar davalı C.. G.., 139 ada 6 parsel sayılı taşınmaz eşit paylarla davalı C.. G.. ve dava dışı Z. Y., 136 ada 3 ve 128 ada 1 parsel sayılı taşınmaz davalı M.. G.., 136 ada 4 parsel sayılı taşınmaz davalı H. G., 136
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?