ESAS NO : 2013/20618 KARAR NO : 2015/6270 MAHKEMESİ : MİLAS 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 19/03/2013NUMARASI : 2011/592-2013/118Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tazminat, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 28.04.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat B.. İ.. geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:-KARAR-Dava, tapu iptal tescil ya da tazminat ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Davacı, vekil tayin ettiği dava dışı J.. S.. ile davalı S.. H.. arasında maliki olduğu 3223 parsel sayılı taşınmazın devri karşılığında 10 adet villanın bakım onarım yapılması için 2.10.2010 tarihinde sözleşme imzalandığını, S.. H..'ın isteği üzerine tapuda devir yapılırken kardeşi olan diğer davalı adına tescil edildiğini, ancak proje mimarının izni olmaksızın villaların tamiratının olanaklı olmadığını ve gayrimenkul satış sözleşmesininde noterde yapılmadığından geçerli bulunmadığını, İrlanda vatandaşı olan vekilin hata ve hileye sevkedildiğini, aynı zamanda davalının sözleşmede belirtilen edimlerini de yerine getirmediğini ileri sürerek tapu iptal ve tescil ya da taşınmaz bedelinin tazminine, ayrıca tescil tarihinden itibaren dava sonuna kadar ecrimisile karar verilmesini istemiştir. Davalılar, zamanaşımı itirazında bulunarak serbest iradeleri ile karşılıklı sözleşme imzalandığını, sözleşmenin gereklerinin yerine getirildiğini, ayrıca davacının sözleşme kapsamı dışındaki başka işlerini de yaptırdığını, işlerin bitiminden sonra kötüniyetli olarak davanın açıldığını, bedelini ödeyerek taşınmazın satın alındığını, iddiaların yerinde olmadığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, taşınmazın devrinde davacının hileye düşürüldüğü iddiası kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir../..Dosya içeriğinden toplanan delillerden; 17.9.2010 tarihinde düzenlenen vekâletname ile davacının dava dışı J.. S..'u vekil tayin ettiği, 2.10.2010 tarihinde vekil J.. S.. ile davalı S..H.. B.. arasında imzalanan adi yazılı tapu devir sözleşmesi ile 15 gün içinde 3223 parsel sayılı taşınmazın S.. H.. B.. ya devir edileceğinin taahhüt edildiği, sözleşme gereği S.. H..'ın da 10 adet villanın tadilatlarını yapmayı taahhüt ettiği ve yapılacak işlerin 10 madde halinde sıralandığı, 24.11.2010 tarihli resmi akit ile de çekişme konusu 3223 parsel sayılı taşınmazın davacı adına bir başka vekili R.. B.. tarafından diğer davalı C..'ye satış suretiyle temlik edildiği, davalılar S.. ve C..'nin kardeş oldukları anlaşılmaktadır. Ne var ki; mahkemece, davacı adına vekâleten işlem yapan R.. B..'ye verilen vekâletname getirtilip içeriği incelenmemiş, yapılan keşif neticesinde alınan tek kişilik inşaat bilirkişisi raporunda sözleşmede kararlaştırılan edimlerin ne şekilde yerine getirildiği ayrıntılı olarak belirtilmemiş, soyut açıklamaları içeren rapora itirazlarda nazara alınmaksızın sonuca gidilmiştir.Bilindiği gibi; hükme esas alınacak bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere uygun şekilde HMK'nın 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.Öte yandan; her ne kadar olayları bildirmek taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak ve ona uygun yasal düzenlemeyi tayin ve tespit ederek uygulamak mahkemeye ait ise de; 6100 sayılı HMK'nın 31. maddesi uyarınca " Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir." O hâlde; iddia ve savunmanın somutlaştırlıp aydınlatılması için davacı ile davalı H..'ın mahkemece tekrar dinlenilmesi, hukuki nitelendirmenin belirlenip ona göre araştırma ve inceleme yapılmasında zorunluluk bulunmaktadır.Hâl böyle olunca; öncelikle davacı adına vekâleten temliki gerçekleştiren R.. B..'e verilen vekaletname içeriğinin incelenmesi, tarafların tekrar çağrılarak davacının ileri sürdüğü iddiaların somutlaştırılıp ona göre savunmaların alınması, taraf delillerinin eksiksiz toplanması, alanında uzman en az üç kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla mahallinde yeniden keşif yapılarak sözleşme hükümlerinin yerine getirilip getirilmediğinin denetime olanak verecek şekilde bilimsel verilere göre saptayan rapor alınması, ayrıca davada terditli olarak tazminat isteğininde gözetilmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetinilip yasal olmayan gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.12.2014 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.100.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, 28.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.