Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6267 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 2634 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: ADANA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 05/11/2009NUMARASI: 2008/258-2009/627Taraflar arasında görülen davada; Davacı Hazine, adına kayıtlı taşınmazın önce Seyhan Belediyesini daha sonra da Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan imar uygulamalarında park alanında bırakılıp başka yerden imar parselleri tahsis edildiğini, imar uygulamasının iptali için İdari Yargıda dava açıldığını ileri sürerek, 926 sayılı parselin yeniden adına tescilini, olmadığı takdirde taşınmazın değerinin tazminini istemiştir.Davalı Büyükşehir Belediyesi, yeni bir imar işlemi için Encümence karar alındığını belirtip, davanın reddini savunmuştur.Davalı Seyhan Belediyesi ile dahili davalı Çukurova Belediyesi husumet itirazında bulunmuşlardır.Mahkemece, taşınmazın 3194 Sayılı Yasanın 11.maddesine uygun biçimde imar planında park alanında bırakıldığı ve imar planının halen geçerliliğini sürdürdüğü gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Karar, taraflarca süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 01.6.2010 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat Ö. K.. ile yine temyiz eden vekili Avukat G.T. geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi M.A.tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, imar öncesi duruma dönülmesi isteğine ilişkindir.Getirtilen kayıt ve belgelerden, davaya konu 926 sayılı parselin tescilsiz alandan ihdasen 3.11.1998 tarih 6596 yevmiyeli işlemle Hazine adına tescil edildiği, aynı tarih 6707 yevmiye ile Seyhan Belediyesince başka bir çok parselle birlikte imar düzenlemesine tabi tutulduğu, oluşan 238702 m² arsa vasıflı 4958 ada 1 sayılı imar parselinin 2383/2400 payının Hazine, 17/2400 payının ise Seyhan Belediyesi adlarına kayıtlandığı, daha sonra bu taşınmazın 83201 m²'sinin bu kez Adana Büyükşehir Belediyesince imara alındığı ve oluşan imar parsellerineden on dört adedinin bir kısmı tam, bir kısmı üçüncü kişilerle paylı biçimde Hazineye tahsis edildiği, parsellerden bazılarının yeni kurulan Çukurova Belediyesi sınırları içinde kalınca anılan Belediyenin davaya dahil edildiği görülmektedir.Davacı Hazine eldeki davada, 926 parsel sayılı taşınmazın imar uygulamalarında park alanında bırakılıp karşılığında başka yerlerden tahsisler yapıldığını, uygulamaların iptali için İdari Yargıya başvurulduğunu ileri sürerek, imar öncesi duruma dönülmesini ve 926 sayılı parselin yeniden adına tescilini, olmadığı takdirde zararının tazminini istemiştir.Mahkemece, 3194 Sayılı Yasa'nın 11. maddesinden söz edilerek davanın reddine karar verilmiştir.Ne varki, yapılan soruşturma ve değerlendirmenin hükme yeterli bulunduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.Bilindiği üzere, yürürlükten kalkan 6785 Sayılı İmar Yasası'nın 42., daha sonra yürürlüğe giren 3194 Sayılı İmar Yasası'nın l8. maddesine göre belediyeler, yerleşme yerleri ile bu yerlerdeki yapılaşmaların planlarının fen, sağlık ve çevre koşullarına uygun biçimde oluşturulmasını sağlamak amacıyla imar sınırı içerisindeki binalı ve binasız arsa ve arazileri maliklerinin veya diğer hak sahiplerinin olurlarını aramaksızın hamur kuralını uygulayıp birbirleriyle, yol fazlası ile kamu kurumlarına veya belediyelere ait yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, bağımsız paylı veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya, resen tapu işlemlerini yapmaya yetkilidir. 298l Sayılı Yasa'nın 3290 Sayılı Yasa ile değişik 10/C maddesi de aynı doğrultuda hüküm getirmiştir. Gerek imar kanunları ile yapılan parselasyon işlemlerinin gerekse imar affı yasalarında öngörülen imar ıslah çalışmalarının bir idari karara dayandığı kuşkusuzdur. İdari karara yönelik davaların inceleme yeri de idari yargıdır. O halde bu uygulamalar sonucu oluşan çap kayıtlarının iptali isteğiyle açılan davalar, kayıtların oluşumuna esas alınan diğer bir söyleyişle tapu kaydının illeti ve sebebi sayılan idari kararın değiştirilmesi veya ortadan kaldırılması sonucunu doğuracağından, idari karar idari yargı yerinde ortadan kaldırılmadıkça genel yargıda tapu sicilindeki gerekli düzeltme gerçekleştirilemez.Somut olayda, 926 sayılı parselin tabi tutulduğu idari işlemlerin tamamı tespit edilmemiş ve bunların idari yargıda iptal edilip edilmedikleri de araştırılmamış ve yukarıdaki ilkeler çerçevesinde bir değerlendirme yapılmamıştır.Hal böyle olunca, öncelikle ihyası istenen 926 sayılı parseli kapsayan tüm imar işlemlerinin açıkça saptanması, daha sonra bunlarla ilgili belgelerin merciinden istenmesi, ayrıca İdari Yargıda iptal edilip edilmediklerinin ve iptal edilmişlerse iptal kararlarının kesinleşip kesinleşmediklerinin araştırılması, kesinleşmiş iseler kesinleşme şerhli karar örneklerinin getirtilerek mahallerine keşfen uygulanmak suretiyle 926 sayılı parseli kapsayıp kapsamadıklarının belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davada uygulama yeri bulunmayan 3194 Sayılı Yasa'nın 11. maddesinden söz edilerek yazılı olduğu üzrere hüküm kurulması isabetsizdir.Tarafların, temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmünHUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.12.2009 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden tarafların vekilleri için 750.00.'şer-TL. duruşma avukatlık parasının karşılıklı olarak alınıp birbirlerine verilmesine, 01.6.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.