MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİMTaraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, tapu kaydında hatalı yazılan pay oranlarının düzeltilmesi isteğine ilişkindir.Davacılar, 109 ada 22 parsel sayılı taşınmazın kadastro mahkemesi kararı gereğince tescili yapılırken, davalı idare tarafından, anılan ilamda belirtilen pay oranlarından farklı olarak ve ilam gereği malik olan bazı kişilerin payları ketmedilerek sicil oluşturulduğunu ileri sürerek, tapu kaydının düzeltilmesi isteğinde bulunmuşlardır.Davalı ..., hatalı işlem nedeniyle adına fazla pay tescil edildiğini, tapu kaydındaki yanlışlığın değiştirilmesini istediğini beyan etmiş, diğer davalılar savunma getirmemişlerdir.Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece; “...ifraz parsellerinin tüm tedavül ve intikallerini gösterir kayıt ve dayanak belgeler temin edilerek, ifrazen bir paylaşım söz konusuysa, davacıların Kadastro Mahkemesi ilamı gereğince malik oldukları payların .. adına tescil edilen ifraz parsellerine yansıtılması, ... tarafından temliki bir işlem yapılmışsa iyiniyet hususunun gözetilmesi gerekirken, sicil kaydı kapatılan ve böylece hakkında işlem yapma olanağı kalmayan 22 sayılı parsel üzerinden ve dava dışı kişileri de kapsar şekilde Kadastro Mahkemesi ilamında belirtilen kişiler ve paylar itibariyle tescile karar verilmiş olması doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.Bilindiği üzere; bozma ilamına uyulmuş olmakla ilgilileri lehine usulî kazanılmış hak oluşur ve mahkeme bozma gereklerini yerine getirmek zorundadır.Ne var ki; mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; kadastro mahkemesi kararına aykırı şekilde tescil yapıldığı hususunda taraflar arasında çekişme yoktur. İhtilaf, davacıların hükmen pay sahibi olmalarına karşın, bu paylarının tamamının davalılar ... ve ...’nın mirasbırakanı olan .... adına tescilinden kaynaklanmaktadır.Öte yandan; 22 parsel sayılı taşınmazın ifrazıyla oluşan parsellerin tüm paydaşları adına tescili gerekirken neden paylaşım şeklinde sicil oluşturulduğu hususunun aydınlatılmadığı, tarafların pay oranlarının belirlenmesine ilişkin alınan bilirkişi raporunun gerekçeli olmadığı ve denetime imkan vermediği görülmektedir.Hâl böyle olunca; bozma ilamında belirtilen ilkeler ve yukarıda değinilen olgular doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması; tarafların katılımı ile taksim iddiasının araştırılması, mirasçılardan sorularak kullanım durumunun belirlenmesi, davacıların mirasbırakanı ile diğer tapu malikleri adına tescil edilen payın ifraz parsellerine ne oranda yansıdığının saptanması, bu hususlara ilişkin denetime elverişli ve bilimsel verilere uygun biçimde bilirkişiden rapor alınması ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken bozma gerekleri yerine getirilmeden yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.