Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6244 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 2386 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: İZMİR 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 24/09/2009NUMARASI: 2008/89-2009/276Taraflar arasında görülen davada;Davacı, miras bırakanı olan babası S.’ın, dava konusu 146 parselde bulunan dairesini muvazaalı satış işlemi ile 2. eşinden olma davalı oğluna temlik ettiğini ileri sürerek, miras payı oranında tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde tenkis isteğinde bulunmuştur.Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu taşınmaz satışının muvazaalı olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . .’in raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı taktirde tenkis isteğine ilişkindir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazın kayden 3. kişiye ait iken sicil kaydının satın alma yoluyla davalı üzerine oluştuğu ve davacının, miras bırakanın kendilerinden mal kaçırmak amacıyla taşınmazın satış bedelini ödeyerek sicil kaydını davalı üzerine intikal ettirdiğini ileri sürerek eldeki davayı açtığı, yargılama sonunda mahkemece anılan bu işlemin muvazaalı olduğu değerlendirmesiyle iptal tescil yönünden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Somut olay irdelendiğinde çekişme konusu taşınmazın miras bırakan tarafından aracı kullanmak suretiyle dahi olsa davalıya temlik edilmemiş olduğu, aksine 3. kişi üzerindeki taşınmazın sicil kaydının davalıya intikal ettirildiği görülmektedir. Oysa satış bedelinin miras bırakan tarafından kayıt malikine ödenerek sicil kaydının davalıya intikal ettirilmesi işlemi elden bağış (gizli bağış) niteliğinde olup, bu tür bir tasarrufta 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmamaktadır. Böylesi bir temlikin, koşulların bulunması halinde 4721 sayılı TMK’nın 560 ve 571 maddeleri arasında öngörülen tenkis davasına konu olabileceği tartışmasızdır. Bilindiği üzere; tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (tebberru) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul;miras bırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik ) dışı terekenin tümü ile bilinmesiyle mümkündür.Tereke miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu mameleki kıymetler ile, iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Miras bırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin üç aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tespiti gerekir. (MK.565) Miras bırakanın Medeni Kanunun 564. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez.Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanunun 565. maddesinin 1,2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanunun 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede yer alan, alınanla mütenasip sorumluluk kuralı gözetilmelidir.Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (sabit tenkis oranı) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (MK.564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir. Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihinin kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz. O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı uyarınca süratle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, tercih hakkının kullanıldığı gündeki fiyatlara göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak nakdin ödetilmesine karar verilmelidir. Somut olaya gelince davada iptal ve tescil isteğinin yanında tenkis de istendiği halde mahkemece yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçelerle tenkis araştırması yapılmadan iptal ve tescile karar verilmiş olması isabetsizdir.O halde tarafların, iddia ve savunmaları doğrultusunda delillerinin toplanması, toplanan ve toplanacak delillerin yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik araştırma sonucunda yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.Öyleyse, davalının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle HUMK 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.5.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verilmidi. Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar eksik harcın yatırılması için önce normal bir süre verilmesi zorunlu olmayıp, mahkemece doğrudan kesin mehil verilebilir. Ne var ki, verilen kesin mehil makul bir süreyi kapsamalıdır. (...Kadastro sırasında dava konusu 136 ada 2 ve 6 ile 139 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar davalı C.. G.., 139 ada 6 parsel sayılı taşınmaz eşit paylarla davalı C.. G.. ve dava dışı Z. Y., 136 ada 3 ve 128 ada 1 parsel sayılı taşınmaz davalı M.. G.., 136 ada 4 parsel sayılı taşınmaz davalı H. G., 136 Tecdit (yenileme) nedir? Borcun senetlerle ödeneceğine ilişkin protokol yenileme sözleşmesi midir? Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup İİk 106-110 gereğince haczın fekki talebınde tahsil harcı İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : Bakırköy 7. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 30/03/2016NUMARASI : 2016/263-2016/391Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası Yargıtay Yargıtay Karar Arama Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ? Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Kanunu Yargıtay İş Bölümü Yargıtay Haberleri Karar Arama Yargıtay Kararları Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Yargıtay Ceza Dairesi Kararları BAM Kararları Danıştay Kararları Anayasa Mahkemesi Kararları Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları Karar Arama Nasıl Yapılır? Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir? Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır? BAM Karar Arama Nasıl Yapılır? Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır? Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?