Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6243 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 17335 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ VE YIKIMTaraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve yıkım davası sonunda; yerel mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, davalılar... ve .. tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Asıl ve birleşen dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.Davacı vekili, ..Hazinesinin kayden maliki bulunduğu 1228 parsel sayılı taşınmazın, davalılar tarafından muhdesatlar yapılmak suretiyle işgal edildiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuştur.Davalılar, dava konusu taşınmazın atalarından intikalen çok uzun zamandır iyiniyetle kullanıldığını, taşınmazın adına yapılan tescilinin yolsuz olduğunu, tapu kaydının iptali için dava açıldığını, taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın kaldırılmasının fahiş zarara yol açacağını belirtip, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, dava konusu yerin hükmen davalılar adına tescil edildiği gerekçesiyle, davanın reddine ilişkin verilen karar, Dairece; “... davalıların hükmen tescil ilamı dışında kalan davacı Hazineye ait 1228 parsel sayılı taşınmaza elattıklarının anlaşıldığı, davalılar tarafından açılan tescil davasında tescil harici kalan kısmın tesciline ilişkin olarak hüküm kurulduğu, davacı Hazineye ait 1228 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak herhangi bir tapu iptal ve tescil hükmü verilmediği, davalıların bilirkişi rapor ve krokisine göre Hazineye ait 1228 parsel sayılı taşınmaza elattıkları yerler yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği...” gerekçesiyle bozulmuş olup; mahkemece, bozmaya uyulmak suretiyle yargılamaya devam edilerek, elatma iddiasının ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca yazılı şekilde karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalıların sair temyiz itirazları yerinde görülmediğinden, reddine. Davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince:Hemen belirtilmelidir ki, mahkemelerce verilen kararların HMK'nin 297/2. maddesinde belirtildiği üzere, her bir istek hakkında taraflara yüklenen borç ve tanınan hakları sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde göstermesi ve infaza imkan sağlayacak içerikte bulunması zorunludur.Somut olayda ise, karara esas alınan krokide taşınmazın hangi miktardaki kısmına elatıldığı belirtildiği halde, kararda bu yöne ilişkin bir belirleme bulunmadığı gibi, yıkım isteği yönünden kurulan hükmün de infaza elverişli olduğundan söz edilemez. Hâl böyle olunca, mahkemece yapılan keşif sonrası bilirkişilerce düzenlenen kroki esas alınarak taşınmazın ne kadarlık kısmına yönelik olarak elatmanın önlenmesine karar verildiğinin gösterilmesi ve hangi muhdesatın yıkımına karar verildiğinin hükümde infaza olanak sağlayacak şekilde açıklıkla belirtilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davalılar ... ve ..' ın temyiz itirazı değinilen yön itibariyle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.