Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6234 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 3081 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ : BURDUR 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 16/12/2011NUMARASI : 2010/403-2011/443Taraflar arasında görülen davada;Davacı; cahil, yaşlı ve okuma yazma bilmeyen biri olduğunu, kayden maliki olduğu 1 ve 5 parsel sayılı taşınmazlarını davalı A.Ş.'a satış yolu ile temlik işlemi sırasında kandırıldığını, gerçek amacının taşınmazları için para almak olduğunu, bir bedel almadığını, davalı Ş.'un da danışıklı olarak oğlu olan davalı M.'ya taşınmazları temlik ettiğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece davanın kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; kayden davacıya ait çekişmeye konu edilen 1 ve 5 sayılı parsellerin 24.04.2008 tarihinde davacılardan A.'e satış suretiyle temlik edildiği, A.'in de 21.01.2009 tarihinde davacının oğlu olan diğer davalı M.'ya aynı şekilde satış yoluyla devrettiği anlaşılmaktadır.Davacı, o??lu M.'nın taşınmaz kayıtlarının devri halinde Dünya Bankası'ndan "destekleme" adı altında parasal yardım alabileceklerini belirterek kendisini kandırdığını ve bu şekilde hileye düşürüldüğünü ileri sürerek, eldeki davayı açmıştır.Bilindiği üzere; hile, genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya,özellikle sözleşme yapmaya sevketmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak,veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma hilede yanıltma söz konusudur.B.K'nun 28/l maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz.Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable Ş.) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir. Öte yandan,hile her türlü delille isbat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir.Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir. Somut olaya gelince; dosya kapsamı ve tanıkların olaylara dayalı müşahas beyanlarıyla davacının iddiası doğrulandığı, davalılardan M.'nın davacının oğlu, davalı A.'in ise M.'nın arkadaşı olduğu ve taşınmazların A.'e temlik edildiği, bir kimsenin kendi oturduğu evin de içinde bulunduğu ve tüm mamelekini teşkil eden 2 parça taşınmazını hiçbir sebep yok iken satış göstermek suretiyle bir başkasına devredilmesinin hayatın olağın akışına aykırı olduğu açıktır.Hal böyle olunca, yukarıdaki ilkeler gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi yönünde hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.Davacının temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.