Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6218 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 2839 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: HEKİMHAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 11/05/2009NUMARASI: 2007/62-2009/88Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, maliki oldukları 223 ada 23 ve 8 parsel sayılı taşınmazlardan, davalıların su arkı geçirmek suretiyle müdahale ettiklerini ileri sürerek, elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemişlerdir. Davalılar, kadimden beri aynı arktan sulama yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davalıların kadim kullanma hakkı bulunduğu ve beton arktan su götürmenin mümkün olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...in raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece, kadim kullanma hakkı bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 23 parsel sayılı taşınmazın davacılardan E. adına, 8 parsel sayılı taşınmazın ise davacıların murisi T.adına kayıtlı olduğu, mahallinde yapılan uygulama sonucunda ibraz edilen kroki ve bilirkişi raporunda, davalılar tarafından kullanılan sulama arkının, 23 parsel sayılı taşınmaz içinde kaldığının belirlendiği, 23 parsel sayılı taşınmazın kadastral çapında, taşınmaz üzerinde sulama arkı bulunduğuna ilişkin herhangi bir belirlemenin bulunmadığı anlaşılmaktadır.Mahallinde yapılan uygulama sonucunda ibraz edilen kroki ve bilirkişi raporuna göre, 8 parsel sayılı taşınmaza herhangi bir müdahale bulunmadığı saptandığına göre, anılan parsel yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Davacı E.in öteki temyiz itirazlarına gelince, Bilindiği üzere, TMK’nun 683. maddesi uyarınca, bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahip olup, mülkiyet hakkına üstünlük tanınması gerekeceği kuşkusuzdur.Hal böyle olunca, davalıların kullanımında olan sulama arkının davacılardan Elif’in maliki olduğu 23 parsel sayılı taşınmaz içinde kaldığı, anılan taşınmaz üzerinde, TMK’nun 744. maddesi uyarınca tesis edilmiş bir mecra irtifakı bulunmadığı da gözetilerek, bu parsel yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.Davacılardan E.in temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün, açıklanan nedenlerle HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.5.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.